24 Haziran’da, Ankara Üniversitesi Hastanesi Fizik Tedavi Merkezi Eczanesi’nde tekniker olarak çalışan Enver Türkmen, aynı yerde eczacı olarak görev yapan 4 kişiyi öldürmüştü. Tutuklanan Türkmen, savcılık ifadesinde özetle şunları söyledi:

HIRSIZLIKLA SUÇLANMAK AĞIRIMA GİTTİ

“Mesele, eczaneden bazı ilaçların benim tarafımdan çalındığına yönelik hakkımda yaptıkları olumsuz isnatlardan kaynaklanmaktadır. Soruşturma sonucunda aklandım. Hırsızlıkla suçlanmak ve hakkımda idari soruşturma yapılması çok ağırıma gitti. Beni oradan uzaklaştırmak amacıyla mobbing yaptılar. Ben onurlu, gururlu bir insanım. Olay günü ise sabahleyin ben mesaiye geldiğimde İlknur Yüce, Özler Kiriş, Hikmet Türk eczanenin bir odasında Gürsu Ulaşan ise eczanenin ön kısmında idi.

YETER DİYE BAĞIRDIM, SONRASINI HATIRLAMIYORUM

Gürsu, ile karşılaştığımda önce ona, benden özür dilemesi gerektiğini söyledim. Bana ‘sen delisin’ diyerek cevap verdi. ‘Çocuklarının yerini biliyorum, sen buradan gideceksin’ dedi. Bulundurma ruhsatlı tabancayı elime aldım ve önce İlknur, Özler ve Hikmet’in bulunduğu odaya girdim. ‘Yeter, yeter’ diye bağırdım, ondan sonrasını hatırlamıyorum.

BİR YERDE İKİ ŞİZOFREN OLMAZ GÜRSU

Gürsu Ulaşan, sürekli ‘bir yere bir şizofren fazla, ikinci bir şizofren olmaz’ diyerek beni hasta olmakla suçluyordu. Ben düzgün ve dürüst çalışan bir insanım, haram lokma yemedim. Sorunun temel kaynağı beni ayaklarına bağ olarak görmeleridir. İlknur’la Gürsu hastanenin orta bahçesinde, gördükleri yerde bana deli diyorlardı. Bana şizofren hastası muamelesi yaptılar. Eczaneden uzak tutmak için idari soruşturma geçirmeme sebep oldular. Benim iki tane çocuğum var, bu cinayetten dolayı çocuklarımın hayati güvenliği tehlikededir. Çocuklarımın ve ailemin güvenliğinin sağlanmasını istiyorum. Ölen şahısların hepsi beni yaşanılan bu süreçte deli yerine koyarak, akıl hastalığı ile suçlayarak ve işyeri ortamından beni uzaklaştırmak isteyerek delirttiler.”

Türkmen haksız tahrik hükümlerinden yararlanmak istediğini de vurguladı.