Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı, Bostancı metro istasyonunda başörtülü kadına küfredip tükürdüğü iddiasıyla yakalanan şüphelinin serbest bırakılmasına ilişkin Ahmet Hakan'ın Hürriyet gazetesinde yayınlanan köşe yazısına yönelik basın açıklaması yaparak, iddiaların gerçeği yansıtmadığını belirtti.
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan yazılı basın açıklamasında, Hürriyet gazetesinin 23 Mart 2018 tarihli nüshasında yer alan Ahmet Hakan imzalı köşe yazısında "A.M. isimli şahsın Bostancı metrosunda çarşaflı bir kadına sırf kıyafetinden dolayı hakaret edip tükürdüğü ve hakkında başlatılan soruşturma kapsamında serbest bırakıldığı, ancak daha önce şortlu bir kadına tekme atan adamın tutuklandığı, iki vaka arasında hiçbir fark olmadığı" şeklinde ifadelere yer verildiği belirtildi.
Kamuoyu nezdinde oluşması muhtemel yanlış algıların önüne geçmek maksadıyla ve soruşturmanın gizliliği ilkesi ile lekelenmeme hakkı sınırları çerçevesinde basın açıklaması yapılmasına gerek duyulduğunun vurgulandığı açıklamada, K.P. isimli bayan şahsın 12 Mart günü Bostancı Polis Merkezi'ne giderek, "7.15 civarında Bostancı metrosunda asansörde beklediği sırada bir erkek şahsın giyiminden ve inancından dolayı yüzüne tükürüp hakaret ettiği" şeklinde beyanda bulunması üzerine soruşturmanın başlatıldığı kaydedildi.
Açıklamada, şüphelinin 15 Mart'ta gözaltına alındığı, 16 Mart'ta savcılık ifadesinin ardından tutuklama istemiyle sevk edildiği Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği tarafından "Yurtdışına çıkışını yasaklamak" ve "haftada bir gün ikametine en yakın kolluk birimine imza atmak" üzere adli kontrol altına alınarak serbest bırakıldığı belirtildi.
Soruşturmaya konu suçların sübutuna yönelik olarak elde edilen biyolojik veriler üzerinde moleküler genetik inceleme kamera kayıtları üzerinde de eylemi bütün ayrıntılarıyla somutlaştırmaya yönelik teknik inceleme süreçlerinin devam ettiği vurgulandı.
"İddialar gerçeği yansıtmıyor"
Açıklamada, "Cumhuriyet Başsavcılığımız, demokratik hukuk devletinin vazgeçilmez unsurlarından olup anayasamızla da teminat altına alınan "kanun önünde eşitlik" ilkesinin adalet açısından arz ettiği yüksek önemin bilinciyle, her zaman olduğu gibi mezkur eyleme ilişkin başlatılan soruşturma kapsamında da yasalarla tanınan yetkileri tarafsız ve hukuka uygun bir şekilde kullanmakta olup, adli süreçlerin vatandaşlarımızın kılık kıyafetlerine, dini inançlarına yahut siyasi görüşlerine göre farklı sonuçlar doğurduğu izlenimi uyandıran iddialar gerçeği yansıtmamaktadır" denildi.
