Dişleri yüzünden ötenazi istemişti! Şimdi ise gülücükler saçıyor

Antalya’da beyaz diş hayaliyle operasyona girip çenesindeki ağrıları yüzünden 32 dişini çektirmek zorunda kalan ve ‘delirten hastalık’ olarak bilinen 'trigeminal nevralji' teşhisiyle sinirleri kesilen Sunay Öztürk, 8 aylık tedavisinin ardından protez dişlerini takıp aynanın karşısına geçti, gülücükler saçtı.

Dişleri yüzünden ötenazi istemişti! Şimdi ise gülücükler saçıyor

2 çocuk annesi Sunay Öztürk (41), yaklaşık 9 ay önce dişlerini beyazlatmak amacıyla zirkonyum kaplama yaptırma kararı aldı. Ailesinden kalan ilk emekli maaşıyla 10 bin lira kredi çekerek özel bir diş polikliniğine giden Öztürk’ün üst ve alttan 10’ar olmak üzere toplam 20 dişi, kaplama için kesildi. Bir müddet sonra hayal ettiği beyaz dişlere kavuşmak için gün sayan Öztürk, yine aynı polikliniğe geldi.

Dişleri yüzünden ötenazi istemişti! Şimdi ise gülücükler saçıyor

İddiaya göre, azı dişinde ağrı olduğunu söylemesine karşın Öztürk'e burada kaplama işlemi gerçekleştirildi. Birkaç gün sonrası azı dişindeki ağrının diğer dişlere vurmasıyla doktoruna tekrar başvuran Öztürk’e antibiyotik ve ağrı kesici ilaçlar verildi. İlaçları kullanmasına rağmen ağrıları hiç dinmeyen Öztürk, azı dişiyle ağrı hissettiği diğer 3 dişinin çekilmesini istedi. İmza karşılığında dişleri çekilen Öztürk, ağrılardan kurtulacağını sandı ancak ağrılar yine kesilmedi.

Bunun üzerine Öztürk, antalya, Isparta ve Denizli’de doktor doktor gezmeye başladı. Ağrılarından kurtulmak için varını yoğunu satan Öztürk, gittiği hastanelerde de çeşitli kanal tedavileri gördü ve dişlerini çektirmeye devam etti. Tüm bunlardan sonuç alamayan Öztürk, kafasını saran ağrıdan kurtulabilmek için tüm dişlerini çektirme kararı aldı. Yaklaşık 1,5 ayda 32 dişinden olan talihsiz kadın, bu sefer ağrılardan kurtulacağını düşünmüşken yine hüsrana uğradı.

Dişleri yüzünden ötenazi istemişti! Şimdi ise gülücükler saçıyor

Ağrı kesiciler fayda etmediği için yeşil reçete kapsamına giren uyuşturucu ilaçlarla bir nebze ağrılarını dindirebilen Öztürk, beyin ve sinir cerrahına giderek durumunu izah etti. Burada ise kendisine halk arasında ‘delirten hastalık’ diye tabir edilen ‘trigeminal nevralji’ teşhisi konuldu. Ardından son çare olarak beyin ameliyatına giren Öztürk’ün operasyon sonrası da ağrıları dinmedi. Öztürk'ün yaşadığı acı dolu günler, kafasının yanı sıra kalbini ve tansiyonunu da etkiledi. dişlerindeki sıkıntıdan dolayı Öztürk'ün kalp kapakçığı açıldı, hipertansiyon hastası oldu.

Ardından Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Hastanesi Diş Hekimliği Fakültesine getirilen Öztürk, burada yapılan muayenenin ardından 12 Haziran günü ameliyata alındı. Ağrı bulunan bölgelerdeki sinirleri kesilen Öztürk, yaklaşık 2 haftalık hastane yatışının ardından taburcu edildi, ancak ağrıları buna rağmen dinmeyince yurt dışına giderek ötanazi yaptırmak istedi.
Dişleri yüzünden ötenazi istemişti! Şimdi ise gülücükler saçıyor

ÖTENAZİ NEDİR?

Ötanazi, bir kişinin veya bir hayvanın yaşamını, yaşamlarının dayanılamayacak durumda olarak algılanması sebebiyle, acısız veya çok az acıtan bir ölümcül enjeksiyon yaparak, yüksek dozda ilaç vererek veya kişiyi yaşam destek ünitesinden ayırarak sonlandırmak. Ötanazi uygulaması bu üçü dışında farklı formlarda da olabilir; örneğin pasif ötanaziye kişinin tedavi edilebilecek ama ölümcül bir bulaşıcı hastalığının tedavi edilmeyerek kişinin, pasif olarak, ölümüne yol açılması dahildir. Ötanazinin farklı tipleri farklı yasal uygulamalara tabiidir.

Dişleri yüzünden ötenazi istemişti! Şimdi ise gülücükler saçıyor

Pasif ötanazi genelde birçok ülkede, farklı koşullar altında yasalken, aktif ötanazi çoğu ülkede yasaktır. Genellikle ötanazi başlığı altında tartışılan hekim destekli intihar (physician assisted suicide) genel olarak yasadışı olmakla birlikte, Amerika Birleşik Devletleri'nin Washington, Oregon, Montana ve Vermond eyaletlerinde yasaldır. Aktif ötanazi Türkiye'de yasal değildir. Yürürlükte olan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'na göre, hastaya ötanazi uygulayan fail (hekim), tasarlayarak (taammüden) adam öldürme hükümlerine göre yargılanır ve ağırlaştırılmış müebbet (ömür boyu) hapis cezasıyla cezalandırılır. Bazı ülkelerde ötanazi yasal olmasa da, ötanazi faili cezaya çarptırılmaz.

DİNLERE GÖRE ÖTENAZİNİN UYGUNLUĞU


İslam

İslam'a göre, insan Allah tarafından yaratılmıştır ve hayat ona Allah tarafından bahşedilmiştir. Bu sebeple insanın kendi canı üzerine karar verebilme hakkı yoktur, bu hak ancak Allah'ındır. Buradan hareketle İslam dininde hem intihar hem de ötanazi benzeri uygulamalar yasaktır, katil olarak görülür. Ayrıca, hayatın uzamasını sağlayacak her türlü uygulamanın uygulanması da gereklidir ve bu tip uygulamaların, durum müsaitken uygulanmaması yani bireyin ölüme terk edilmesi de yasaktır. Bu kurallar toplumsal yararlılığını kaybetmiş topluluklar için de geçerlidir ve toplumsal yararlılığını yitirmiş veya buna hiç sahip olamamış insanların öldürülmesi veya bakımsızlıktan ölüme terk edilmesi katl ile eşdeğerdir. İnsanın Allah'tan ölümü dilemesi de İslam'da hoş karşılanmayan bir davranıştır.

Musevilik

Museviliğin ötanaziye bakış açısı, insana ve insan hayatına bakış açısı temellidir. Musevilikte insanın Tanrı tarafından yaratıldığı ve hayatın Tanrı tarafından insana bahşedildiğine inanılır ve bu kutsal metinlerde de açıkça belirtilmiştir (Yaratılış, 2:2-27). Buradan hareketle kişinin, sanki hayatı kendisi yaratmış veya hayata sahipmiş gibi davranması beklenilemez; Tanrı tarafından bahşedilen hayat yine Tanrı tarafından, Tanrı'nın dilediği anda kişiden alınacaktır, bu sebeple kişinin kendi hayatını veya bir başkasının hayatını alması meşru değildir(Yaratılış, 9:5-6). İnsanın tanrı suretinde yaratıldığı inancı Musevilikte de bulunmaktadır ve bu da hayatın ve insanın özel bir 'kutsallığı' barındırdığı fikrini desteklemekte, ötanaziye bu anlamda da karşı çıkmaktadır. Kişinin toplumsal yararı kalmasa ve hatta yoğun acı içinde olsa dahi, hayatını mümkün olduğu kadar uzatması şarttır. Toplumsal yararı kalmamış insanların veya ağır bozukluklarla doğmuş bebeklerin aktif olarak öldürülmesi veya bakımsızlık sebebiyle ölüme terk edilmesi de yasaktır.

Dişleri yüzünden ötenazi istemişti! Şimdi ise gülücükler saçıyor

Hristiyanlık

Hıristiyanlık dini Musevilik kutsal metinlerini, kutsal metinleri içinde kabul ettiğinden insan ve insan hayatına dair akaid temelde büyük oranda benzerdir. Hristiyanlığın doğuşundan itibaren, kişinin kendi canına kıyması veya başkalarının canına kıyması kesinlikle yasak kılınmıştır. İnsanın tanrı suretinde yaratılmış olması inancı Hristiyanlıkta da mevcuttur ve insan, insan hayatı özel bir 'kutsallığı' içinde barındırır. Hristiyanlıkta da belirli bir toplumsal grubun, örneğin toplumsal yararlılığını kaybetmiş toplulukların, canına kıyılması meşru değildir. Çok erken dönemlerden itibaren (yaklaşık M.S. 2. yüzyıl) Hristiyanlık, intihar, çocuk ve bebeklerin katli (infantisit) ve benzeri eylemleri yasaklamıştır.

Aktif ve pasif ötanazi

Aktif ötanazide, doğrudan (direkt) uygulama söz konusudur. Öldürücü madde, kurtarıcı tedavi uygulanması imkânsız olan hastaya doğrudan verilir.
Pasif ötanazide, dolaylı (indirekt) bir uygulama söz konusu olup, hastayı hayatta tutan makineler kapatılır ya da geçici - kısmi tedaviye yönelik ilaçların verilmesi kesilerek, ağrının giderilmesi dışında bir tedavi uygulanmaz.

0
0
0
0
0
0
0
👍
👎
😍
😥
😱
😂
😡