Güneş gazetesi yazarı Ekrem Okutan, siyasi kulisleri hareketlendirecek bir yazı kaleme aldı. Okutan bugünkü köşesinde Ekrem Dumanlı'nın İdris Bal'ın kurduğu partinin başına geçeceğini iddia etti.
--İşte O Köşe Yazısı--
Demokratik Gelişim Partisi’ni kuran İdris Bal’a kuvvetli bir rakip geliyor.
Ama, öncesinde İdris Bal’ı bilmeyeniniz vardır, bi tanıtalım istiyorum.
Hoş, bizler de pek bilmeyiz ya.
Bildiğimiz kadarıyla.
İdris Bal, AK Parti’den vekil seçilip söylenenlere göre bakan olamayınca palalel bir parti kurma hevesiyle hareket eden Kütahya milletvekili.
Apar topar kurduğu partide birkaç gün içinde ‘daha kurucular kurulu’nun tamamı oluşmadan karar alamazsınız, bu demokratik olmaz” diyen Fevzi Bubilik istifası ile az bi gündeme gelen partinin lideri.
Bir basın toplantısına bir basın mensubunun katılımı ile moral motivasyonu sıfırlanan parti.
Vesaire, vesaire.
Eh, az çok ifade ettiğimiz üzere, adına ister paralelin sesi deyin, ister bağımsız, bir kanaat oluşmuştur sanırım.
DGP’nin Genel Başkanı en son 14 Aralık operasyonunda gözüme çarpıverdi.
Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni göz altına alınmadan önce ve de alınırken destek amacıyla orada bulunuyordu.
Bu arada aklıma takılan soruyu sorayım.
Bağımsız Milletvekilleri Hakan Şükür ve avaneleri neden İdris Bal’ın partisine geçmiyorlar.
Neyi beklerler.
Bir işaret mi.
Nedir, dertleri.
Partiye olan ilgiyi mi gözlerler.
Cevabını beklemek gibi derdim yok.
Asıl meseleye gelelim.
Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı’nın serbest kaldıktan sonraki çıkışları dikkatimi çekti.
Gerçi öncesinde de bir iki konuşma provası yaptı hatırladığım kadarıyla.
Mağduriyet edebiyatından bir pasaj okur gibi.
Bir siyasi lider edasıyla.
Hazırlıklı olarak çıkmış meydane.
Ee hazır kitle, kaçırır mı?
O ne heybet öyle.
O ne hitabet.
Kitleleri peşinden sürükleyecek bir kişilik olmuş çıkmış karşımıza, heyhat?
Acaba, İdris Bal, bir kaç haftaya kalmaz tabi Dumanlı’nın başından yeni duman tütmezse yerini Dumanlı’ya bırakır mı?
Ne dersiniz?
Yeni bir Cem Uzan vakası ile karşı karşıya mı kalır mı Türkiye?
Yılbaşında hindi ne olacak şimdi!
Önceki gün bir internet sitesinde şöyle bir haber gözüme ilişti.
Anadolu Ajansından alınarak yapılan haberde yılbaşı nedeniyle sadece son 7 günde yaklaşık 60 bin hindinin kesileceği ifade ediliyordu.
Detayda şunlar vardı:
Türkiye’de en fazla hindi eti satışı yılın son döneminde gerçekleşiyor.
Bu yılbaşı döneminde 500 bin hindinin satılması bekleniyor.
Kesilmiş ve temizlenmiş hindinin kilogramı büyük marketlerde 11-14 liradan satılırken, bütün bir hindinin fiyatı 50-130 lira arasında değişen fiyatlarla satılıyor.
Organik olarak satılan bütün hindi fiyatı 160 liraya kadar çıkıyor.
Kimsenin inancına, yaşayış şekline karışma hakkımız yok.
Hindi de keser deve de.
İtiraz noktam şu:
Kurban Bayramında arzı endam eden hayvan severler, acaba hindiler için ne düşünürler.
Kurban’da başını çıkaranlar, yılbaşında deve kuşu misali kuma neden gömülürler?
Öküz’ün canı can da hindi’nin patlıcan mı mesela.
Allahın buyruklarını yerine getiren biz kulları küçümser tavırlar sergileyenler, yılbaşı için hindi ziyafeti çekenler için bir çift lafları yok mudur?
Çifte standart değil de nedir bu?
Açıklama hakkınız, söke söke kullanınız.
