Ankara'da cinayete kurban giden Eylül dün son yolculuğuna uğurlandı. 3 çocuğundan en küçüğünü kaybeden anne Şerife Yağlıkara açıklamalarda bulundu.

Çocuk katilleri için idam isteyen anne Yağlıkara, "Kızımı öldüren caninin en ağır şekilde cezalandırılmasını, asılmasını istiyorum. Sayın Cumhurbaşkanımızdan ricam, çocuk katilleri için idam cezası gelsin. Meleğime kıyanlara hapis hayatı bile fazla. Çocuk katilleri hapisten çıkınca yine aynısını yapacak. İdamın getirilmesini, başka annelerin canının yanmamasını istiyorum" ifadelerini kullandı.

ABLASI SINAVA GİREMEDİ

Eylül kaybolunca büyük kızının da Bursa'dan Polatlı'ya geldiğini belirten Yağlıkara, "Buraya gelince üniversite sınavına giremedi. Onun için bir sınav hakkı tanınmasını da istiyorum" dedi.

O İDDİALARI YALANLADI

Anne Yağlıkara, katil zanlısı Uğur Koçyiğit ile aralarında husumet bulunduğu iddialarını da yalanladı ve şunları söyledi:

Aramızda akrabalık da husumet de yok. Olayın yaşandığı gün o cani annesiyle bizim bahçemizde geziyorlardı., sohbet ettik. Soframızda yemiş içmişlikleri var. Bu kadar nefret edecek, kızımı öldürecek kadar ne yaptık onlara?

AYAĞINDA KIRIK, CİNSEL İSTİSMAR, BOĞULMA...

Ankara’nın Polatlı ilçesi Uzunbeyli Mahallesi’nde 22 Haziran’da kaybolan 8 yaşındaki Eylül Yağlıkara’nın otopsisinde vücudunda kesici delici alet izlerine rastlanan küçük kızın cinsel istismar sonrası boğularak öldürüldüğü belirlendi. Muayene tutanağında Eylül’ün bir ayağında kırık da tespit edildi. Eylül’ün dibinde gömülü bulunduğu elektrik direğini aracında küçük kızın kanı ve seç teli bulunan Uğur Koçyiğit’in diktiği anlaşıldı. Tutuklu Koçyiğit’in daha önce siber polisi tarafından incelenen cep telefonunda çocuk pornosuna rastlandığı, bu yöndeki bazı içeriklerin de silindiği öne sürülüyor.

KATİLDEN TESELLİ

Hürriyet'ten Fevzi Kızılkoyun'un haberine göre; Emniyet birimleri, cinayete giden süreci saat saat inceledi. Buna göre cuma namazına giden cemaatteki bazı kişiler, Eylül’ü en son köy içinde saat 12.40’ta bisikletine binerken gördü. Son kez Uğur Koçyiğit’in evine doğru giden Eylül, ortadan kayboldu. Saat 13.10’da ailesi tarafından aranmaya başlandı. Koçyiğit’in otomobili saat 14.15’te köyden çıkarken, saat 14.30’da ise Eylül’ün gömüldüğü yerde görüldü. Koçyiğit, ardından köye döndü ve Eylül’ün ailesinin yanına giderek babasını teselli etti. Köyde başlatılan arama çalışmalarına da katıldı.

EVA’DAN KORKUP KAÇTI

Eylül’ü aranması için köye, kokuya duyarlı iz süren kadavra köpeğinin geleceğinin duyulmasının ardından Koçyiğit ile annesi H.K. paniğe kapıldı. Polis köpeği ilk tepkiyi Koçyiğit’in evinde verdi, bu nedenle ilk etapta bu ev detaylı arandı. Eva’nın evin önünde park halindeki Koçyiğit’in aracına doğru tepki vermesi üzerine de araçta kriminal inceleme yapıldı, Eylül’e ait kan lekesi ile saç teli bulundu.

YENİDEN SORGUYA

Aracındaki kan lekesi ve saç teli ile eldiven ve gömleğindeki kan lekeleri Eylül’e ait çıkan Koçyiğit, tüm suçlamaları reddetti. Sincan Cezaevi’nde diğer mahkumlar tarafından linç edilme ihtimaline karşın tek kişilik hücreye alınan Koçyiğit’in Eylül’ün cesedinin bulunmasının ardından yeniden sorguya alınacağı kaydedildi.

4 KİŞİ GÖZALTINDA

Evli ve 3 çocuk babası olan tutuklu Koçyiğit’in yanı sıra annesi, eşi, komşusu bir kadın ile bir erkeğin de gözaltı işlemleri devam ediyor. Diğer şüphelilerin olay günü Koçyiğit ile telefon görüşmesi yaptıkları belirlendi. Eylül’ün cenazesi ise otopsi işlemlerinin ardından toprağa verilmek üzere ailesine teslim edildi.
Eylül için ikindi namazı sonrası köy meydanında cenaze namazı kılındı. Acılı baba İbrahim ve anne Şerife Yağlıkara yakınlarının yardımıyla ayakta durabildi. Ankara Valisi Ercan Topaca ile çok sayıda vatandaş cenazedeydi.