Reçber ve Terim arasındaki gerilim tırmanıyor! Büyük dava!

Rüştü Reçber, Fatih Terim'i savcılığa şikayet etti

Reçber ve Terim arasındaki gerilim tırmanıyor! Büyük dava!

Rüştü Reçber, Fatih Terim'i savcılığa şikayet etti
Rüştü Reçber'in avukatı Nail Gönenli, Fatih Terim için savcılığa suç duyurusunda bulunduklarını açıkladı.
Rüştü Reçber'in avukatı Nail Gönenli, Fatih Terim'in Reçber için açtığı dava sonrası kendilerinin de Terim için savcılığa suç duyurusunda bulunduklarını ifade etti.
İşte Reçber'in avukatı Nail Gönenli'nin o açıklaması:
"TEHDİT, HAKARET, ŞANTAJ..."
"Fatih Terim'in bize 3 kuruşluk dava açmasının ardından bize gönderdiği e-mail içeriği sebebiyle savcılığa suç duyurusu ve manevi tazminat dava açma kararı aldık. 2 ayrı dava açtığı manevi tazminat davası dahi hakaret içerikli ve manalı olduğundan tehdit, hakaret, santaj içerikli e-mailinden dolayı savcılık şikayeti ve buna bağlı olarak kişilik haklarımızın ihlal dildiğinden dolayı manevi tazminat davası açtık."
 

Tartışma Nasıl Başlamıştı?
Eski milli takım kalecisi, kaptanı ve Hürriyet yazarı Rüştü Reçber, Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim’in Alaçatı’da karıştığı kavgayı yazdı. Terim’in 'haklı olsa bile yaptığının yanlış olduğunu' savunan Rüştü, Terim’e “Birileri sizi görevden almadan kendi gururunuzla bırakmanız lazım değil mi?” sözleriyle seslendi.
Eski milli kaleci, Terim’in basın toplantısındaki demeci için “Özrünüz kabahatinizden büyük” yorumunu yaparken, Alaçatı kavgasının haberini yapan ve yayınlanmaması üzerine istifa eden AA muhabiri İbrahim Evrim Ayral’ın da 'gururlu ve onurlu bir duruş’ sergiliediğini savunarak “Bu ülkenin senin gibi insanlara ihtiyacı var” yorumunda bulundu.
Rüştü Reçber’in 24 Temmuz 2017’de Hürriyet’te “Fatih Terim’in Alaçatı baskını” başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:
" Öncelikle hocam, olay nerede, nasıl, ne şekilde olursa olsun, yüzde 100 haklı bile olsanız, yaptığınız çok ama çok yanlış. Aslında bunun siz de farkındasınız..
Bir anlık sinirle de, aşırı tahrikle de olsa, bu yanlış ortadan kalkmaz.
Hepimiz bir şeyleri değiştirmek, geliştirmek ve güzel bir noktaya ulaşmak için çaba sarfederken, sporun başındaki insanların bu yaptıklarını kabul etmek bana ters düşüyor.
En basitinden,
- Bu ülkede çocuklar var.
- Bu ülkede gençler var.
- Bu ülkede sporu gerçek anlamıyla seven insanlar var.
İşte bu sebeplerledir ki, belli konumlara ulaşmış insanların sadece kendilerine ve ailelerine değil, topluma da sorumlulukları vardır.
Eğer o insanlar, bu sorumlulukların altında eziliyor ya da güç zehirlenmesi yaşıyorsa, bu kez gerekli merciler görevlerini yapmak zorundadır.
İyi şeylerin ödüllendirilmesi gibi, yapılan yanlışların da bir karşılığı olmalı.
Sonuç olarak...
- Şahıs kim olursa olsun, bulunduğu makamı suistimal ediyorsa özür dileyip görevini bırakmalıdır.
- O bırakmaya yanaşmıyorsa, ilgili merciler tarafından görevinden alınmalıdır.
- Hiçbiri olmadı mı? O zaman sözü yeni Spor Bakanı söyleyecek.
- O da mı olmadı. Artık talimat verecek makam belli!..
Arda Turan örneği
Denebilir ki, “Efendim insanlar hata yapabilir, hoşgörmek de lazım...” O zaman size Arda Turan örneğini gösteririm. Bir hata yaptı, özür diledi ve daha çok zaman taşıyacağı milli formayı bırakıp gitti.
Şimdi hocam... Birileri sizi görevden almadan kendi gururunuzla bırakmanız lazım değil mi?
Ve kimse “Dünya Kupası’na katılma mücadelesi içindeyiz. Bu işi büyütmeyelim” demesin.
Bazı durumlar vardır ki, bir karar uygulandığında zarar görürken, aslında doğruluğun temelini atmışsınızdır. Karşılığını da zamanla alırsınız.
Son bir not
Hocam... Basın toplantısındaki söylemleriniz hangi noktada olduğunuzu bir kez daha gözler önüne serdi. Mazeretinizin özrü bile kabahatınizden büyük... Çünkü hocam, bu ülkenin polisi var, savcısı var, mahkemesi var!"

 

 

0
0
0
0
0
0
0
👍
👎
😍
😥
😱
😂
😡