Mart’ın ikinci haftasında yapılacak olan Yükseköğretime Geçiş Sınavı’na(YGS) sayılı günler kala öğrencilerin stres ve kaygıları artıyor. Öğrencilerin hedeflerini ve beklentilerini beklemeye aldığı ve ‘Çalışıyorum ama çalışmalarım ne kadar yeterli?’ gibi soruları sormaya başladığı bu kritik dönemde öğrencilerin duygusal-düşünsel eğilimleri üç aşamada gelişiyor.
“Öğrencilerin sınav eğilimleri sınav takvimiyle doğru orantılı olarak değişebiliyor” diyen İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Rehberlik Koordinatörü Murat Acet, “İki yıldan beri meslek seminerleri altında 40’ a yakın il gezdik. Deneyimlerimizi biraraya getirdiğimiz zaman sınav süreci içinde öğrencilerin üç ana bir de ara kritik dönem geçirdiğini söyleyebilirim. Hazırlık sürecine yeni başlanılan dönemde öğrencilerin yüksek performanslı ve motivasyonlu olduğu bölüm ilk aşamadır. Hem aday öğrencilerin hem de velilerin bu dönemlerde morallerinin çok daha yüksek olduğunu hatta çoğu zaman eşit ağırlık öğrencilerin hukuk, sayısal öğrencilerinde Tıp fakültesine yönelik tercihlerinin yüksek olduğu bir dönemdir. İkinci aşamada müfredatın kolaydan zora doğru ilerlediği, yapılmış olan deneme sınavlarında öğrencilerin kendilerini sınadığı, beklentilerini sorguladığı ve kariyerlerini planlamaya başladıkları dönemdir. Son aşama ise YGS sonuçlarının açıklandığı asıl yarışın başladığı LYS süreçlerine ait dönemdir. Bu dönemde öğrenciler gerçekleştirilen YGS süreçlerini ve sonuçlarını değerlendirmeye başlar. Sonuçlar iyi ise LYS’ye daha iyi çalışırlar. Başarılı olamayanlar yeni planlamalar yaparak hedeflerini değiştirebilirler” dedi.
Çalışmaların sona erdiği ve seçimlere başladığımız kritik dönemde; puan sınırlamaları, ailevi sorunlar, yaşam kaygıları, bir an önce meslek sahibi olmak gibi kaygıların tercihlere etki edebileceğini söyleyen Acet, “Tercih süresinin kısa olması kafaları karıştırıyor. Puanım ziyan olmasın diye yapılan tercihler söz konusu. Öğrencilerden tavsiyemiz özetlediğimiz bu süreçte kontrolleri ellerinden bırakmamaları ve seçimin kendilerine ait olduğunu bilerek o dönemde doğru tercihi yapmalarıdır” dedi.
Bizim YGS’ ye çeyrek kala sendromu dediğimiz, öğrencilerin sınav takvimiyle doğru orantılı olarak birkaç kırılma noktası yaşadığını belirten Acet, “Kırılma noktalarından biri de YGS’nin hemen öncesidir. Öğrencinin yılın başında hedeflerini ve beklentilerini beklemeye aldığı, çalışıyorum ama çalışmalarım ne kadar yeterli gibi soruları sormaya başladığı dönemdir. Öğrenciler bu dönemde soğukkanlı olmalıdır” şeklinde tavsiyelerde bulundu.
ÖSYM’nin yapmış olduğu değişiklikle Hukuk fakültelerinin puan türü TM 2’den TM 3’e alındı. Hukuk isteyen öğrenciler, sözel soruları çözünce daha fazla puan alacak. Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) yaklaşırken Milli Eğitim Bakanlığı’yla yapılan işbirliği sonrasında lise mezuniyet alan kodların da değişiklik meydana geldi. Özellikle TM puanının katsayılarının hesaplanmasındaki değişiklikler ve uzun yıllardır tartışılıp bu sene hayata geçirilen Hukuk bölümünün TM 2 puan türünden TM 3 puan türüne alınması en önemli değişiklikler arasında görülüyor.
ÖSYM ve YÖK’ün yapmış olduğu değişiklikleri üç başlık altında toplayan Murat Acet, “Sınav süreci rutin bir şekilde ilerlerken bu sene ÖSYM ve YÖK’ün farklı uygulama ve değişiklikleri sürprize neden oldu. Değişiklikleri üç ana başlık altında incelediğimizde ilki, başvuru sürecindeki teknik anlamdaki değişiklikler, ikincisi sınav sürecini ilgilendiren değişiklikler, üçüncüsü de tercih dönemini ilgilendiren değişikliklerdir. Öğrencilerin bu seneki başvurularında önce başvurular alındı, sonra ücretler yatırıldı” dedi.
TM puanlarıyla ilgili yapılan değişikliklere ilişkin Murat Acet şöyle konuştu: “TM puanlarının hesaplanmasında Geometri’nin puanı yüzde 2 ve yüzde 3 oranında değiştirilirken edebiyat katsayıları da aynı oranda arttırıldı. Böylece, özellikle hukukun TM 2 den TM 3’e geçmesi, TM puanlarındaki katsayıların hesaplanmasında yapılan değişiklikler öğrencilerin tercih ve sınava hazırlık aşamalarındaki eğilimlerini değiştirecektir. Bu değişiklikler Hukuk Fakültesi’ni kazanmak isteyen bir öğrencinin ağırlıklı olarak Edebiyat çözmesi gerektiğini şeklinde karşımıza çıkarıyor.”
Başvuru takviminin gerçekleştiği dönemde YÖK’ün aldığı yeni bir kararla bu sene Tıp ve Hukuk fakültelerinde taban puanı uygulaması yapılacağını söyleyen Murat Acet, “Önümüzdeki yıldan itibaren de tüm fakültelerde taban puanı uygulaması gerçekleşecek. Bu durum adayların zihinlerini biraz karıştırdı. Eğer Hukuk TM 2’den TM 3’e değil de farklı bir puan türüne geçmiş olsaydı ciddi anlamda karışık ve sıkıntılı bir süreç yaşanabilirdi. Ancak geçen yıl Hukuk’u kazanan öğrencilerin büyük bir çoğunluğunun TM 3 puanlarının hesaplanmasından kaynaklanan dalgalanmalı bir beklentimiz söz konusu değil. Uygulama devlet ve vakıf üniversitelerinin arasındaki rekabeti azaltmakla birlikte üniversitelerin kendi öğrencilerini seçmelerine kadar karar vermelerine varacak olan bir süreci beraberinde getiriyor. YÖK tarafından belirlenecek olan taban puanları altında kalan öğrencilerin belki de bu bölümleri tercih edememesi gibi bir durumda ortaya çıkabileceğini belirterek fakültelerinde doluluk oranını etkileyecektir” diye konuştu.
