Olay, 2004 yılında İstanbul Arnavutköy'de yaşandı. Arzu Tuncer isimli genç kızın, bakire olmadığı yönünde çıkan dedikodular sonra katledilmesi polisi ve Türkiye Cumhuriyeti Savcılığı'nı harekete geçirdi. Soruşturma kapsamında genç kızın iki abisi mahkemece yargılanırken, ağabey Şener Tuncel'e müebbet hapis cezası verilmiş, suçu işlediklerine dair kesin bilgi olmaması nedeniyle diğer ağabeyi için beraat kararı verilmişti.
BAKİRE DEĞİL DEDİKODUSU SONUNU GETİRDİ
2004 yılında yaşanan olayda, Arzu Tuncel'in nişanlısı olduğu bilinen Güner B., nişan alışverişi ve eksikliklerin belirlenmesi için Tuncel'in evine gitti. Genç kızın annesi, nişanlısını odaya çekip "Oğlum sen askerdeyken, Arzu evin çatısında çamaşır asarken çatıdan yere düşmüş. Bu esnada kızlığı bozuldu. Sen erkek adamsın. Gerdek gecesinde kolunu az kesersin kan akıtırsın. Bu olayı fazla büyütme" dedi. Bunun üzerine duydukları karşısında sinirlenen nişanlı Güner B. "Niye benim büyüklerime haber vermediniz. Muayene ettireceğim. Kaza sonucu olduğu ortaya çıkarsa evlenirim" diyerek olaya tepki gösterdi. Kayınvalide ve damat arasında geçen konuşmaya o sıra Tuncel'in ağabeyi Şener Tuncel şahit oldu.
Nişanlısının evden çıkmasının hemen ardından ağabey Şener Tuncel, kız kardeşine hesap sormak için yanına gitti. "Tüm bu konuşulanlar doğru mu?" diye soran ağabeyine genç kız "Bakireyim. Kimseyle ilişkim olmadı. Komşular bana iftira atıyor." dedi. Bu olayın ardından Tuncel boş bir arazide delik deşik edilerek, öldürülmüş halde bulundu. O dönem olayın anlatıldığı iddianamede "çevredekilerin dedikoduları nedeniyle cinayete kurban gideceğini bildiği, daha sonrasında maktülenin ağabeyi Şener Tuncel'in jandarmaya maktulün kayıp olduğu yönünde ihbarda bulunduğu ve maktülenin evlerine yürüme mesafesinde boş bir arsada 17 yerinden delici ve kesici aletle yaralanmış şekilde canavarca hisle öldürülmüş şekilde bulundu" ifadeleri yer almıştı.
16 YIL SONRA İHBAR MEKTUBU ÜZERİNE DOSYA YENİDEN İNCELENDİ
Olayı üzerinden 16 yıl geçmesinin ardından savcılığa bir ihbar mektubu ulaştırıldı. Söz konusu mektupta "5 Şubat 2004 tarihinde Gaziosmanpaşa'ya bağlı Boğazköy Atatürk Mahallesi 9. Sokaktan M. Sait Tuncel'in kızı Arzu Tuncel, ağabeyi Şenol ve Yemlihan tarafından bıçakla öldürüp sokağa atıldı. Öldürme sebebi bu kız halasının oğlu Ö.K. tarafından hamile kalmış ve Ö.K. şu anda Bingöl'ün Karlıova ilçesine bağlı Kaşıkçı köyünde oturuyor. Böyle bir olay olduktan sonra biz mahalle sakinleri olarak seyirci kalmaktan rahatsız oluyoruz. Bunun için bir kaç kez karakola haber verdiğimiz gibi hiç kimse ilgilenmedi. Son çareyi değerli makamınıza bildirmek zorunda kaldık" ifadeleri yer alınca, savcılık dosyayı yeniden inceleme kararı aldı.
Vahşice katledilen Arzu'nun halasının oğlu Ö.K.'nın ifadesi alındı. Ö.K. genç kızın nasıl öldürüldüğünü bilmediğini söylediği ifadesinde"1999-2000 yıllarında Arzu Tuncel'in İstanbul'daki babasının evinde kalıyordu, Arzu ile aramda duygusal veya cinsel herhangi bir ilişkim yoktu. O'nun öldürüldüğü gün ben köydeydim, nasıl öldürüldüğünü bilmiyorum" cümlelerine yer verdi.
AİLE, GENÇ KIZIN NİŞANLISINI DOKTOR ISRARINDAN VAZGEÇİREMEDİ
Arzu Tuncel'in annesinin nişanlısına "kızımın bakireliği sen askerdeyken bozuldu. Çamaşır asarken çatıdan yere düşmüş, gerdek gecesi problem çıkarma" demesinin üzerine, nişanlısı Güner B., Tuncel'i doktora götürmek istemiş, anlatılanın doğru olup olmadığını öğrenmek istemişti. Ancak aile, damatlarının bu isteğinden rahatsız olmuş, ağabeylerinin de devreye girmesiyle Güner B.'nin doktor ısrarından vazgeçmesini istemiş. Cinayet gecesi yaşanmadan hemen önce Arzu'nun bu durumunun, yaşadıkları çevreye yayılmasından korkan abileri, namuslarına leke geleceğinden endişe edip töre baskısıyla maktüleyi kızlık muayenesine götürmektense öldürmeyi tercih ettikleri kaydedildi.
OTOPSİ RAPORUNDA BAKİRE OLDUĞU ORTAYA ÇIKTI
Soruşturmayı tamamlayan Savcılık, otopsi raporları sonucunda genç kızın bakire olduğunu tespit etti. Öte yandan maktülenin öldürüldüğü gece ağabeyleri Şener ve Yemlihan Tuncel ile yakın akrabaları olduğu bilinen Sebahattin isimli şahısın, tüm gece sürekli olarak telefonla birbirlerini aradıkları tespit edildi.
İddianamede,"Sonuç olarak bakire olan maktulenin bakire olmadığı düşüncesiyle töre saikiyle canavarca hisle kesici ve delici aletle 17 yerinden yaralanmak suretiyle öldürüldüğü anlaşılmıştır" denildi. Sanık ağabeyler Şener Tuncel ve Yemlihan Tuncel'in "Töre saiki, canavarca his, kasten, tasarlayarak, kendini savunamayacak durumda kişi öldürme" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapisleri istendi.
"KARDEŞİMİ ÖLDÜRMEDİM"
Şenel Tuncel incelemelere karşı yaptığı savunmasında, "Kardeşimi öldürmedim" diyerek olaya katılmadığını bildirdi.
Mahkeme heyeti, sanık Şenel Tuncel'i hakkında kardeşini vahşice öldürme suçundan verilen beraat kararının kaldırılmasına karar verdi.
Suçun işlendiği tarihte eski TCK'nin yürürlükte olması ve yine yasa gereği lehine olan yasa uygulanarak 765 sayılı TCK'nin 449/1. maddesi uyarınca müebbet ağır hapis cezasına çarptırıldı.
Şenel Tuncel hakkında pişmanlık duymaması üzerine, indirim uygulanmadı ve yurtdışına çıkış yasağı da koyuldu.
