Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye ve Pakistan ortak ev sahipliğinde "Nefret Söylemiyle Mücadele" temalı yüksek düzeyli yan etkinlikte konuştu.

KATLİAMLAR NEFRET SÖYLEMİYLE BİRLİKTE GELMİŞTİR

Nefret söylemini bir kez de burada lanetliyorum. Bu toplantı için özellikle teşekkür ediyorum. Katliamlardan önce yaşanan süreçler nefret söylemiyle birlikte gelmiştir. Müslümanlar ve diğer inançlara mensup toplumlar şiddete zorbalığa maruz bırakılıyor.

NEFRET SÖYLEMİ FİKİR ÖZGÜRLÜĞÜ PARANTEZİNE ALINAMAZ

Nefret söylemi fikir özgürlüğü parantezine asla alınmamalı. Bu anlamda nefret söyleminin cezasız kalacağı yönündeki şüpheler giderilmelidir. BU yönde yapılan işlemlerin kaydı ve raporlanması şeffaflıkla yürütülmeli ve böylece şiddetin önüne geçilmelidir.

BUNLARIN İNANÇ HÜRRİYETİ KAVRAMINI ANLAMAK MÜMKÜN DEĞİL

Bir taraftan inanç özgürlüğü diyeceksiniz. Senin incancın bir şeyi gerektirir benim inancım gerektirmez. Ben sana saygı duyuyorum. Sen inek eti yiyor diye insanları öldürüyorsun. Bunların inanç hüriyeti tanımını anlamak mümkün değil.

İLK ADIMI EĞİTİMDİR

Cehaletten beslenen nefret söylemi ile mücadelenin ilk adımı eğitimidir. Hem devletler arası hem de küresel anlamda eğitim çok önemli.

BM'DE BİR VERİ TABANI OLUŞTURULMALI

BM'de bir veri tabanı oluşturulması fikrini benimsiyoruz. Biz her şeye sabırla göğüs gerdik.

KİMSE İSLAM VE TERÖRÜ YAN YANA GETİREMEZ

Yükselen İslam düşmanlığı, nefret söylemi ile mücadele etmeye devam edeceğiz. Kimse İslami terör, İslamcı terör gibi bir yakıştırmayı kimse bizim dinimize yapamaz. Adı barış olan bir dini terörle bir araya getirmek çok büyük bir iftiradır. Ahlaksızlıktır. Asla kabul edilemez.

Her dine mensup kişilerden böyleleri çıkabilir. İşte örnekleri var. Bunun kişinin inancıyla ilgisi yok. Yeni Zelanda'da gerçekleşen saldırı sornasında önemli girişimler gerçekleştirdik. Sorunun çözümü için gerekli adımları atmak zorundayız.