Abdullah Yadigar

Abdullah Yadigar

Bayramlarımız Barış Günleridir

Senede iki defa kutlayıp yaşadığımız dini bayramlarımızdan biri Kurban Bayramı, diğeri de Ramazan Bayramıdır.
Dini Bayramlarımız, yardım ve dayanışmanın, saygı, sevgi ve kardeşliğin zirveye çıktığı dini günlerimizdir. Bayram günleri aynı zamanda, barış ve sevgi günleridir.

Kurban, yakınlık ve yaklaşma anlamlarına gelmektedir.  İslam dininde; Allah'ın emrine uyarak ibadet etmek ve sevap kazanmak amacıyla, Allah'a yakınlaşma aracı olarak kesilen hayvana ‘kurban’ ismi verilmektedir.
Kurban, mali yeterliliği yerinde olan Müslümanların yaptığı ibadetlerdendir.

Kurban kesmenin meşruiyeti; Kur’an, Sünnet ve İcmâ-ı Ümmet ile sabittir  İmam-ı Azam Ebû Hanife (r.a.) ile İmam-ı Muhammed (r.a.) göre de; Kurban kesmek hür, zengin ve seferi halde bulunmayan her mü'min üzerine vaciptir.
Kurban vecibesi ile ilgili Kur’an-ı Kerim Kevser suresinde; ‘’Şüphesiz biz sana Kevseri verdik. O halde, Rabbin için namaz kıl, kurban kes. Doğrusu sana buğzeden, soyu kesik olanın ta kendisidir.’’

Hac Suresi 28. Ayette; ’’Gelsinler ki, kendilerine ait bir takım menfaatlere şahit olsunlar ve Allah'ın kendilerine rızık olarak verdiği (kurbanlık) hayvanlar üzerine belli günlerde (onları kurban ederken) Allah'ın adını ansınlar. Artık onlardan siz de yiyin, yoksula fakire de yedirin.’’

Hac Suresi 36. Ayette; ’’Kurbanlık büyük baş hayvanları da sizin için Allah'ın dininin nişanelerinden kıldık. Sizin için onlarda hayır vardır. Onlar saf saf sıralanmış dururken (kurban edeceğinizde) üzerlerine Allah'ın adını anın. Yanları üzerlerine düşüp canları çıkınca onlardan siz de yiyin, istemeyen fakire de istemek zorunda kalan fakire de yedirin. Şükredesiniz diye onları böylece sizin hizmetinize verdik.’’ Buyrulmaktadır.
Peygamberimiz (s.a.v.) de hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuşlardır:

 "Âdemoğlu kurban bayramı günü, Allah katında kurban kesmekten daha sevimli bir iş yapmamıştır. Şüphesiz ki o kesilen kurban kıyamet günü boynuzları ve kılları ile gelir. Hiç şüphe yok ki, kurbanın kanı yere düşmeden önce Allah katında kabul görür. Öyle ise gönüllerinizi kurban ile hoş edin."  (Tirmizî, Adâhî, 1; İbni  Mâce, Adâhî, 3.)
‘‘Eli geniş iken kurban kesmeyen ma’bedimize yaklaşmasın.’’ (İbni Mace, İbni Hanbel, Şevkani,V,116)
‘’Para, kurban bayramı günü kurbana harcandığından daha iyi bir yere harcanmaz.’’ (Darekutni, Şeykani, V,166)
Kurban Bayramı‘nın arefe gününde, sabah namazından itibaren ‘Teşrik Tekbirleri’ başlar. Bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar sürer; toplam yirmi üç vakit tutan bu farz namazlardan sonra,
‘’Allâhu ekber. Allahu ekber. Lâilâhe illâllahü vallâhü ekber. Allahu ekber ve li‘llâhi‘l-hamd’’ diye bir defa tekbir getirilir. Buna "teşrik tekbirleri" denir.    

Bayram sabahı güneş doğduktan takriben 50 dakika sonra bayram namazı kılınır. Kurbanlar kesilir. Aile efradı eş- dost, akraba ve komşu ziyaretleri yapılır, bayramlaşılır. Bu arada ölmüşlerimiz de unutulmaz. Kabir ziyaretleri yapılarak Yasinler, Fatihalar okunarak ruhlarına bağışlanır.

Kurbanın bir ibadet olduğunu bilmek gerekir. Bu sebeple kesilen kurbanların etlerinin günah olmayan şekilde ve Müslümanca kullanılıyor olmasına dikkat etmeli ve bunu aynı zamanda takip etmelidir.

Kurban kesen Mü’min, kurbanının etine ve derisine sahip olmalı. Tasarruf hakkını yerli yerinde değerlendirmelidir.
Kurban, mali bir ibadet olmanın yanı sıra, kesilen hayvanların etlerinin ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması sonucunda toplum hayatını iyi yönde etkileyen bir ibadettir. Bu sebeple Kurban ibadetinin hem fert açısından hem de sosyal yönden birçok faydası vardır.

Kurbanın ferde kazandırdığı güzelliklerden biriside cimrilik hastalığından, dünyaya olan düşkünlüğünden korumasıdır. Nitekim kesilen kurbanların etlerini fakirlere ulaştırmanın verdiği zevk ve heyecan, kişiyi mala olan düşkünlüğünden korur.

Kurban ibadetinin sosyal bir faydası ise ihtiyaç sahiplerini bulunduğu karamsarlıktan kurtarılması olmaktadır. Nitekim bu günlerde Ramazanda olduğu gibi fakirler hatırlanmakta, fakirler ise kendilerinin toplumdan dışlanmadığını daha iyi fark edebilmektedirler. Bu sebeple Kurban ibadeti, fakirin sofrasına tat getirdiği gibi yüzüne neşe getiren bir ibadettir.
İdrak etmekte olduğumuz Kurban Bayramının İslâm Âlemine ve Aziz Milletimize hayırlara vesile olmasını Yüce Allah’dan niyaz ederim.

 Abdullah YADİGAR-30-08-2017

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KATMAK İÇİN TIKLAYIN