Çin'in Vuhan kentinde başlayarak tüm dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüs salgınıyla mücadele kapsamında yürütülen çalışmalarda, bazı kişilerin koronavirüse yakalanmamasının sebebi olarak genetik bir bağlantının ilk kanıtının bulunduğu açıklandı.
Bazı insanlar neden Kovid-19'a yakalanmıyor? Sebebi genler: Genetik bağlantının ilk kanıtı bulundu!
Tüm dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüs salgını kapsamında yürütülen çalışmalarda elde edilen bulgular, yine şaşırtıcı sonuçlar doğurdu. Bazı kişilerin çok da dikkat etmediği halde koronavirüse yakalanmamasının sebebi, genetik bağlantıları olarak açıklandı.


AŞILARDA KİME ÖNCELİK VERMELİYİZ?
Hepimizin etrafında, maske - mesafe - hijyen kuralına o kadar da dikkat etmediği halde, sürecin başından beri hiç Kovid geçirmemiş insanlar olmuştur. Bu duruma açıklık getirmek isteyen İngiltere'deki Newcastle Üniversitesi'nce yürütülen bir çalışmada, HLA-DRB1*04:01 ismindeki genin, asemptomatik kişilerde üç kat daha sık bulunduğunu ortaya koydu.

Bu gene sahip olan kişilerin, şiddetli Kovid-19'dan belirli bir ölçüde korunabileceğini belirten araştırmada, "İnsanlar Kovid-19'a yakalanır, ama hasta olmazlar.

Bu bizi gelecekteki aşılar için kime öncelik vermemiz gerektiğini gösteren bir genetik teste götürebilir" ifadelerine yer verildi.

ASEMPTOMATİK VAKALARA SEBEP OLAN GEN
Kuru öksürük, yorgunluk ve ateşin sıklıkla görüldüğü ve en yaygın etkileri olarak bilindiği Kovid-19 salgınında, bazı kişiler bu semptomları gözle görülür şekilde sergileyip pozitif test ederken, bu semptomlardan herhangi birini sergilemeyen bazı kişilerin testleri de pozitif çıktı.

NTV'nin haberine göre, bu asemptomatik özellik daha büyük bir tehdit oluşturdu çünkü asemptomatik insanlar taşıyıcı olmalarına rağmen test etmeden anlamak mümkün değil.

Peki virüs neden bazı insanlar için farklı davranıyor? Newcastle Üniversitesi'nde yapılan yeni bir araştırma asemptomatik vakalara neden olan gen ilk kez ortaya konuldu.

ÜÇ KAT DAHA SIK GÖRÜLÜYOR
Sonuçlarda, "HLA-DRB1*04:01” adlı genin asemptomatik kişilerde üç kat daha sık bulunduğu görüldü. Araştırmada, ayrıca bu gene sahip kişilerin şiddetli Kovid-19’dan bir dereceye kadar korunmaya sahip olduğu ifade edildi.

İngiltere'nin inovasyon ajansı Innovate UK tarafından finanse edilen çalışma, asemptomatik insanları aynı topluluktan ağır Kovid geliştiren ancak altta yatan bir hastalığı olmayan hastalarla karşılaştırdı ve sonuçlar “HLA” adlı tıp dergisinde yayınlandı.

Yapılan çalışma kapsamında bilim insanları, bu durumun Kovid-19 karşı genetik direncin ilk açık kanıtı olduğuna inanıyor çünkü bu çalışma, ciddi şekilde etkilenmiş insanları asemptomatik bir Kovid-19 grubuyla karşılaştırdı.

Yöntem olarak, kromozom 6 üzerinde bir araya paketlenmiş HLA genlerine ayrıntılı bir şekilde odaklanmak için yeni nesil dizileme kullandı.

"AVRUPA KÖKENLİ POPÜLASYONLARIN ASEMMPTOMATİK KALMASI DAHA YÜKSEK İHTİMAL"
Çalışmanın yazarları, “Tanımlanan insan lökosit antijen geninin, HLA-DRB1*04:01, enlem ve boylamla doğrudan ilişkili olduğu biliniyor.

Avrupa'nın kuzeyinde ve batısında daha fazla insanın bu gene sahip olma ihtimalinin yüksek olduğunu düşünüyoruz.

Bu, Avrupa kökenli popülasyonların asemptomatik kalma olasılığının daha yüksek olacağını, ancak yine de hastalığı duyarlı popülasyonlara ileteceğini gösteriyor” ifadelerini kullandı.

"GENETİK TESTE TABİ TUTULABİLİR"
Aynı zamanda Newcastle Hospitals NHS Foundation Trust'ta Solunum Danışmanı olarak çalışan ve makalenin ortak yazarlarından biri olan Newcastle Üniversitesi İletim ve Klinik Araştırma Enstitüsü'nden Dr. Carlos Echevarria, “İnsanlar Kovid'e yakalanır, ama hasta olmazlar.

Bu bizi gelecekteki aşılar için kime öncelik vermemiz gerektiğini gösteren bir genetik teste götürebilir. Nüfus düzeyinde, bunu bilmek bizim için önemlidir, çünkü dirençli birçok insanımız olduğunda, bu nedenle Kovid'e yakalanırlar, ancak semptom göstermezler, o zaman virüsü asemptomatikken yayma riskiyle karşı karşıya kalırlar." şeklinde konuştu.

Bununla birlikte, genlerin coğrafi konumla ilişkilendirilmesinin etkisi kabul edilen bir bilimsel kavramdır ve HLA genlerinin hastalığa neden olan patojenlere tepki olarak nesiller boyunca geliştiği iyi biliniyor.

Çalışma yazarı David Langton, "En ilginç bulgulardan bazıları boylam ve enlem ile HLA gen frekansı arasındaki ilişkilerdi.

Bu durum, uzun zamandır biliniyordu. Artan enlem ile multipl skleroz artar. Bu, kısmen UV maruziyetinin azalmasına ve dolayısıyla D vitamini seviyelerinin düşmesine bağlanmıştır.

Ancak, MS için ana risk genlerinden birinin, yani DRB1*15:01 olduğunun farkında değildik. Bu gen doğrudan enlem ile ilişkilidir. Bu, çevre, genetik ve hastalık arasındaki karmaşık etkileşimi vurgulamaktadır.

Bazı HLA genlerinin D vitaminine duyarlı olduğunu ve düşük D vitamini düzeylerinin şiddetli Kovid için bir risk faktörü olduğunu biliyoruz ve bu alanda daha fazla çalışma yapıyoruz" dedi.

Yardımcı yazar Newcastle Üniversitesi Klinik Genetik Profesörü John Burn ise, “SARS Cov-2, insanlığın karşılaştığı en büyük tehditlerden biri.
Bazı insanların neden hastalandığını ne kadar kolay anlarsak, kendimizi koronavirüse ve potansiyel salgınlara karşı o kadar iyi savunabiliriz” değerlendirmesinde bulundu.