İbrahim Şahin

İbrahim Şahin

Ekrem İmamoğlu kaos mu istiyor?

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu seçildiği günden bu yana hep sansasyonel hareket ve davranışlarıyla gündeme geliyor. Seçildiği günden itibaren İstanbul'a yapacağı hizmetler beklenirken hep ülke gündemindeki konularla ilgi yaptığı açıklamalardaki hal ve davranışlarıyla vatandaşlar tarafından tartışılıyor. Ülkede yaşanan her olayda vatandaşın çoğunluğunun düşüncesi karşısında beyanlarda ve davranışlarda bulunuyor.

Çok tepki çeken İstanbul sel felaketi ve Elazığ depremlerindeki tatillerinin dışında Kanal İstanbul projesi karşısındaki tutum ve davranışları çok tartışılmıştı. Son olarak dünyanın başına bela olan ve her gün binlerce kişinin öldüğü koronavirüs belasıyla ilgili Ekrem İmamoğlu'nun ülkemizdeki yaşanan süreçle ilgili açıklamaları ve davranışları yine çok tartışılıyor. Şöyle ki bu virüs belasıyla ilgili dünya topyekün önlem almaya çalışıp mücadelesini sürdürüyor. Fakat Türkiye'deki bu virüse karşı amansız bir mücadele olmasına rağmen Türkiye'nin 16 milyon yaşayanıyla en büyük nüfusuna sahip şehri olan İstanbul'da mücadele anlamında büyük sıkıntılar yaşandığı görülüyor.

Koronavirüs daha çıkar çıkmaz ülkemize gelmeden önce hükumet akıllıca davranarak bilim insanlarından oluşan bir bilim kurulu kurdu ve bu sayede virüsle mücadele etmek için çok önemli adım atmış oldu. Bu bilim kurulu tavsiyeleri, iktidar tarafından kademe kademe hayata geçirildi. Bu mücadelede nüfusuyla çok önemli bir konumda olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun ve yönetiminin koronavirüsle mücadelede uygulanması gereken kararların aksine hareket ederek gerekse alınan kararları görmezden gelmesi akıl alır gibi değil.

Şimdi diyeceksiniz ki bunu nereden çıkarıyorsunuz? Birkaç örnekle anlatayım. Ekrem İmamoğlu, koronavirüs belası ülkemizde görülmesinden hu yana bayağı bir sessiz kaldı. Merak ettim ve dedim ki İmamoğlu ülke gündemi ile ilgili her konuda açıklama yapar, görüşünü bildirirdi. Acaba hayati bir konu için neden bu kadar sessiz kalıyor. Ülkenin en kalabalık şehrini yöneten bir belediye başkanı siyaseti bırakıp ortak akılla hareket ederek katkıda bulunamaz mıydı? Bilim kurulunun aldığı kararların ülke genelinde uygulandığı gibi İstanbul'da da uygulanmasına destek olması gerekmiyor muydu? İşte sıkıntı burada baş gösteriyor.

Bu mücadele başladığından beri Ekrem İmamoğlu ve yönetimi Bilim Kurulu tavsiyeleriyle iktidarın almış olduğu kararları görmezden gelerek uygulamadığını ve bazı kararlarında tam aksine davrandığını görüyoruz. Şöyle ki bilim kurulu kararlarında hiçbir şekilde sokağa çıkma yasağı ilan edilmesi yönünde bir karar yokken o ısrarla İstanbul'da sokağa çıkma yasağı ilan edilsin dedi, durdu. Sizce Ekrem İmamoğlu yönettiği bir şehrin vatandaşlarının sokağa çıkmamasını neden bu kadar çok ister, yoksa nüfusu çok kalabalık bir şehri yönetemiyor mu? Yine bilim kurulu sosyal mesafe kuralı gereği insanların toplu taşımada kapasitenin yüzde elli azaltılarak kullanması kararına ilişkin sefer sayılarına artırarak bu mesafenin korunması gerekirken sefer sayılarını azaltarak insanların iç içe seyahat etmelerine sebep oldu. Sefer sayıların azaltılmasından dolayı ulaşımda olan bu yoğunluğu İBB yönetiminin ''Bu yoğunluğu ak troller İmamoğlu'nu zora sokmak için bile bile yapıyor'' açıklaması da tam bir rezaletti. Aklıma şimdiden şöyle bir şey geldi. Malum uzmanlarda söylüyor. Barajlardaki doluluk oranları da gösteriyor. Önümüzdeki yaz yaşanabilecek bir su sıkıntısında İmamaoğlu'nun "Ben ne yapayım ak troller gece gündüz muslukları açık tuttu. Barajların suyu ondan bitti, benim suçum yok" demesin.

Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve yönetiminin bilim kurulu tavsiyesi ve hükümetin kararları gereği bu ulaşım sefer sayılarını kısmak yerine daha da artırarak insanların sosyal mesafe kuralına uygun olarak işlerine gidip gelmelerine katkıda bulunamaz mıydı? Bir başka konu ise bu virüs dolayısıyla belli bazı çevreler tarafından açıklanan hasta sayıları ve ölümlerin gerçek olmadığı hatta daha fazla olduğunun söylenmesiydi. Hükumetin bunu sakladığı yönündeki söylem ve dedikodularına çanak tutar gibi algı oluşturmak için İBB Cenaze İşleri Müdürlüğü'nün virüsten ölmeyen ve başka hastalıktan ölen hastaları da kayıtlara ''koronavirüsten öldü'' diye kayıt edilmesi ve sonradan personel yanlış işlemiş diye düzeltilmesi de tam bir skandal olaydır.

Tüm bu anlattıklarım akıllara şunu getiriyor. Türkiye'nin nüfus ve ekonomi bakımından en büyük şehri olan İstanbul'da insanların sokağa çıkmasın, işine gitmesin, ekonomi çöksün. Alınan kararlar uygulanmaması yönünde hareket edilerek virüs yayılsın. İnsanlar panik olsun, olmayan olayları algı yapılarak oldu gibi gösterilerek başta İstanbul'da bir kaos olsun ardından Türkiye'nin tamamında  bir kaos olsun. Ülke yönetilemez bir hale gelsin o mu isteniyor?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KATMAK İÇİN TIKLAYIN
1 Yorum