Murat Türkyılmaz

Murat Türkyılmaz

HEPİMİZ “ÇANAKKALE”YİZ

Hepimizin kişisel hayatlarında; bittim dediğimiz anda yeniden dirilişe, kıyama geçtiğimiz anlar olduğu gibi, kimi zamanlar da zirvedeyken zevale sürüklendiğimiz anlar da olur. İnsan hayatında olduğu gibi milletlerin hayatında da durum böyledir, milletler de an gelir; varlık ile yokluk arasında kıldan ince kılıçtan keskin bir çizgide ağır imtihanlardan geçerler.

İşte milletimiz için de 18 Mart 1915 tarihi, ya istiklal ya izmihlal dediğimiz şerefli ve onurlu bir mücadelenin, Çanakkale Destanı ismiyle taçlandığı böyle bir gündür. Yine bu tarih, işgal hülyalarıyla kapımıza dayanan batının; kadim Anadolu ihtiraslarının ve emperyalist ruhlarının zırhlı gemileriyle birlikte sularımıza gömüldüğü, milli mücadelenin önsözünün yazıldığı bir tarihtir.

Ve bu tarihin ölümsüzleştiği yer Çanakkale’dir. Çanakkale; Alparslan’dan Mehmet Akif’e kadar, kiminin kılıcıyla, kiminin duasıyla, kiminin feryadıyla kahramanlaştığı, ruhların bir ve beraber yedi düvele karşı cenk ettiği er meydanıdır. Çanakkale; milletimizin mücadele azminin mektebi, şehit ve gazilerimizle mukaddesatımızın bayraklaştığı, Çanakkale Ruhunun tarihe ve gelecek nesillerin hafızalarına mührünün vurulduğu yerdir.

İşte bizler bugün, bu ruhun varisleriyiz. Batı emperyalizminin muhteris ruhu da bugün hala yaşamaktadır, dün Çanakkale de silahla muvaffak olamayanlar, bugün Çanakkale’yi efsaneleştiren birlik ve beraberliğimize gözlerini dikmiş durumdadırlar.

Milli ve Manevi değerlerimize, düşünce dünyamıza, kardeşliğimize, şanlı mazimize kimi zaman siyaseten, kimi zaman düşünce planında, kimi zaman kültürel, kimi zaman da kalleşçe saldırılarla kastedenlere karşı bir ibret vesikası olarak Çanakkale’yi hatırlatmak, çocuklarımıza bu destanı anlatmak hepimizin milli vazifesidir.

Birlik olmak, mesele vatansa gerisi teferruattır diyerek siyasi düşüncelerimizin asgari farklılıklarının ötesinde, milli birliğimizin azami müştereğinde bir araya gelmek, bugün ihtiyaç duyduğumuz en güçlü motivasyondur. Ülkemizin içeriden ve dışarıdan türlü saldırılara maruz kaldığı bu zor dönemlerde; kişisel, kurumsal, siyasi egolarımızı bir yana bırakarak “biz” diyebilmenin imkânlarını bulmak zorundayız.

Çanakkale ruhu hala aramızdadır, sokaktadır, pazardadır, gece nöbettedir, gündüz işindedir, bu salondadır. Her birimiz; Gazi Mustafa Kemal’in kurmay zekâsından, Seyit Onbaşı’nın insanüstü gayretinden, Nezahat Onbaşı’nın cesaretinden ve ölmeyi saadet, hayatta kalmayı şeref addeden Mehmetçik’ten uzak değiliz, her birimiz gereğinde Çanakkale Destanını yeniden yazacak kadar vatanımıza, milletimize düşkün insanlarız.

Çanakkale ruhu hala aramızdadır; Çanakkale’de süngüye takılmış celadetimiz bugün Sur’da, Cizre’de, Silopi’de emniyet güçlerimizle aramızdadır, Çanakkale’de matarasında ki suyu düşman askeriyle paylaşan merhamet bugün Suriye’de, Orta Doğu’da, tüm mazlumların yanında, aramızdadır, Çanakkale’de kardeşine kendini siper eden fedakârlık bugün uzman çavuş İsmail Ertem ile aramızdadır.

 

Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini,
Şarkın en sevgili sultânı Salâhaddin'i,
Kılıç Arslan gibi iclâline ettin hayran...
Sen ki, İslam'ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,
O demir çenberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki, rûhunla beraber gezer ecrâmı adın;
Sen ki, a'sâra gömülsen taşacaksın... Heyhât,
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât...
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana âğûşunu açmış duruyor Peygamber.

M.Akif Ersoy

Şairlerimize ilham, milletimize destan olan Çanakkale Ruhunu, şehitlerimizi, gazilerimizi büyük zaferin 101. yılında minnet ve şükranla yadediyor, aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyoruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KATMAK İÇİN TIKLAYIN