Kışın vücudumuz ne ister?

Havaların soğuması, güneşin yüzünü daha az gösterip, yerini yağmurlara bırakması, kısalan günler…
Havaların soğuması ile kış kapılarımızı çalmaya hazırlanıyor. Kış depresyonuna davetiye çıkartan çokça olumsuzluk da peşimizi bırakmaz. Soğuk havalarda dışarı çıkmak yerine evde oturma isteği, gecelerin uzayıp gündüzlerin kısalması ile negatif düşünceler kişinin istem dışı kilo almasına sebep olabilir. 
Kış aylarında vücut ve metabolizma kendini koruma altına alır ve daha yavaş çalışmaya başlar. Kışın yeme ihtiyacı artan kişi çok fazla karbonhidratlı yiyecekler yeme ihtiyacı duyar. Terleme de çok az olduğundan dolayı metabolizma hızı minimumdur. Bu yüzden bu dönemde dikkat edilmezse kilo artışı kaçınılmaz hale gelir.

Evde geçirilen zaman uzayıp, güneşi daha az görünce kendimizi daha mutsuz, yorgun, depresif hissedebiliyoruz ve iştahımız da yine bu durumlara paralel artış gösterebilir. 

Hava sıcaklığının azalmasıyla birlikte grip, soğuk algınlığı, bronşit gibi pek çok hastalık pusuda beklemektedir. Vücudumuzu sağlam tutmak ve mevsim hastalıklarından kendini korumak için yağ yakımını engeller. Bu durumda kış mevsimini sağlıklı geçirmek için bağışıklık sistemini biraz daha güçlendirmek gerekmektedir. Güçlü bir savunma mekanizmasının temelinde ise yeterli ve dengeli beslenme yer almaktadır. Besinler ile alacağımız vitamin, mineral ve antioksidanlar bu dönemde en büyük yardımcılarımızdır.
    
Kış günlerinde hastalıklardan korunmak için güne güçlü bir kahvaltıyla başlamak gerekmektedir. Sıkı bir kahvaltı, aynı zamanda metabolizmayı da iyi çalışır duruma getirir. İyi bir kahvaltıyla güne başlamak, hem soğuk havalarda direncinizi koruyacak hem kilo kontrolünde size yardımcı olacak hem de metabolizma hızınızın yavaşlamasını engelleyecektir.
 
Bağışıklık sistemi için nar, zerdeçal:

Anti-oksidan kapasitesi oldukça zengin olan nar, önemli miktarda potasyum, lif, A ve  C vitamini,  niyasin içerir. Zengin vitamin ve mineral içeriğiyle kış mevsiminin vazgeçilmezleri arasından yer alır. Ayrıca nar, serbest radikaller ile mücadele ederek bağışıklık sistemimizi kuvvetlendiriyor ve hastalıklara karşı kalkan oluşturuyor. 100 ml. nar suyu, 100 ml. kırmızı şaraba veya 100 ml. yeşil çaya göre 2-3 kat daha fazla anti-oksidan taşır. Narın aynı zamanda kan yapıcı, idrar söktürücü, enerji verici ve tansiyon düşürücü etkisi de var.

Zerdeçal, içindeki kurkumin etken maddesi bağışıklık sistemini güçlendirir. Antikanserojen olmasının yanı sıra vücut ısımızı yükseltir.

Cilt güzelliği içinkabak çekirdeği:

Yüksek oranda çinko barındıran kabak çekirdeğinin içinde aynı zamanda  içerisinde cilt için en önemli vitaminlerden biri olan E vitaminini bolca bulundurur. Hücre yenilenmesinde ve onarılmasında önemli olan E vitamini içeriği sayesinde kabak çekirdeği, cilt sağlığında önemli bir görev üstlenir.

Mutluluk için ıspanak, hindi eti:

Kış aylarının en sağlıklı serotonin. Ispanak içerdiği folik asit ve magnezyum sayesinde gevşememize ve mutluluk hormonu salgısını uyararak bizi pozitif bir ruh haline sokuyor.

Ispanağın içerdiği diğer vitamin ve mineraller ise, A ve K vitamini, klorofil, kalsiyum ve iyottur. Ispanağın sahip olduğu bu vitamin ve minerallerden tam olarak yararlanabilmek için çiğ ve taze olarak tüketilmelidir.
Hindi eti, iyi bir triptofan kaynağıdır ve kaliteli proteinlere sahiptir. Kırmızı et ve tavuğa göre zayıflamaya daha çok yardım eder. İçerdiği triptofan ile serotonin salınımını arttırarak modumuzu yükseltmeye yardımcı olur.

Kış depresyonu:

Bazı araştırmalar, depresyon vakalarının yüzde 14’ünün kışın ortaya çıktığını gösteriyor. Güneş ışınlarının azalması, havaların soğukluğu süreci hızlandırabilen faktörler. Omega-3 yağ asitlerinin, özellikle de DHA’nın (Dokosohekzanoikasit) eksik olması, sizi depresyona karşı korumasız hale getirebilir. Anti-depresan etkili bir beslenme planı, bol miktarda balık ve omega-3 yağ asitleri bakımından zengin diğer besinleri (ceviz, keten tohumu, semizotu) içermelidir.

Kış depresyonuna karşı, kahve:

Yapılan araştırmalar da düzenli tüketiminin pozitif bir etkiye yol açabileceğini gösteriyor. JAMA Tıp Bilimleri dergisinde yayımlanan bir araştırma günde iki ile üç bardak arasında kahve tüketen kadınların on yıllık bir zaman diliminde depresyona yakalanma risklerinin, günde bir bardak ya da daha az içenlerle karşılaştırıldıklarında  yüzde 15 daha az olduğunu ortaya çıkardı. Araştırmaların birinde ise, sabah tüketilen kahvenin enerji, nezaket ve keyif kavramları ile sosyal bir ortamda içilen kahvenin sevgi, dostluk, memnuniyet ile, boş zamanlarda yudumlanan kahvenin ise sakinlik, mutluluk ve huzur kavramlarıyla ilişkilendirilebileceği söyleniyor.

Sağlıklı kilo için çorba:

Soğuk  günlerde canınızın çikolatalı bir tatlı istemesi şaşırtıcı değil çünkü daha fazla ısınmak için daha fazla enerji ihtiyacımız var gibi gelir. Beyin bir şeyler yiyince vücut ısısının yükseleceğini bilir ve yemek yemeniz için sinyaller gönderir. Sinyaller almaya başladığınızda düşük kalorili, besleyici değeri ve lif oranı yüksek yiyecekler atıştırmayı deneyin. Mesela sıcak bir çorba,  tarçınlı süt veya ballı bitki çayı 

Sıvı kaybı için su:

Beden için yine tehlike çanları çalmaya başlar ve giden suyun yerine ilk fırsatta su depolar. Bedenin su depolamasını önlemek için bol su içmek gerekir.

Günde 10 -12 bardak suyu gün içine dağıtarak için. Su içmek için susamayı beklemeyin.


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KATMAK İÇİN TIKLAYIN