Olan da hayır vardır

Hayatı bir bütün olarak, sevinç ve hüzünleriyle, acı ve tatlı sürprizleriyle kabullenmek. Bizi hayatın tadına vardıracaktır. Dünya ışıkları sönse de, kararsa da, yeryüzü bütün genişliğine rağmen daralsa da, hiçbir şey bizi ümitsizliğe, yeise düşüremez. Her yeni doğan güneş yeni bir başlangıç der yoluna devam edersin.

Hayata bakış açımız bizi ya ellerini, kollarını bağlayıp oturan bir insan yapacak ya da olan her şeyde hayır vardır deyip yeniden azimle yola koyulan bir varlık kılacak. Ya güldürecek ya ağlatacak. Ya irademizi zayıflatıp bizi zelil durumuna düşürecek ya irademizi bileyecek, keskinleştirecek.

“Olanda hayır vardır”. Bir meselenin arka planını, hakikatini, bizim için hayır mı, şer mi olacağını biz bilemeyiz. Niyetimiz doğru, amacımızı sadıkane, gayretimiz samimi olduğu müddetçe her şeyin hayırlısı deyip neticeyi Allah’tan beklemeyi bilmeliyiz. Başımıza gelen her şeyin Allah’tan geldiğini bilmek bizi besler ve büyütür.

Hayatımızda aldığımız her bir yeni karar, her bir yenilik, yeni bir başlangıç, yeni bir zemin, yeni bir ufuk ve yeni bir ümittir. Açılan yolları, yürümeden, o yolun bizi nereye götürdüğünü bilemeyiz.

Burada önemli olan yolu açana teslim olmaktır. Teslim olmak Allah’a güvenmektir. O’na güvenen bugüne kadar hiç pişman olmamıştır. Hayata bu gözle baktığımızda, ümitsizlik kapınızın önünden dahi geçemez.

“Kader gayrete âşıktır ”derler. Çalışmak, çabalamak, uğraşmak, sebepleri ortaya koymak gerekir ki sonuçta ortaya hayırlı bir sonuç çıksın. Gayret etmeden, çabalamadan teslimiyet, tembelliktir, sünepeliktir.

Gayret, Gayretullah’a açılan penceredir. O pencereden içeri sıza bilmek için bir ışık gibi olmak lazım. Sen bütün ruhunla, benliğinle, samimiyetinle pencereyi zorla, ışık içeriye sızacak bir yol bulacaktır. Yeter ki sen girdiğin her ortamı aydınlatacak ışık ol. Liyakat menfaatlere göre anlam ve şekil değiştirmez.

Bütün gayretine rağmen işler senin istediğin gibi yürümezse, mutlu olamayacağın anlamına gelmez. Bir kapıyı kapatan, hiç şüphen olmasın diğerini açar. Sen yeter ki yolda yürümeyi öğren. O yol seni alır başka diyarlara götürür ve orda bulduklarına çok şaşırırsın.

Korkarak, tereddüt ederek çıktığın yolun sonu, senin hayal bile edemeyeceğin manevi zenginliklere gark eder.

Çıktığın her yolda, her önüne çıkan zorluk seni örs ve çekicin arasında dövülen tırpan gibi seni biler, daha da keskinleştirir. Yeni bir yola daha bir hazır hale getirir.

Her şeyin hayırlısı diye çıkılan yolda, dökülen terler, verilen emekler, çekilen sıkıntılar lütuftur. Bu yolun sonunda nimete erer şükreder, hayra nail olur; sıkıntılarla karşılaşır sabreder yine hayra nail olur. Mesele sebepleri yerine getirip, tevekkül etmektir.

Yaşadığımız dünya bir imtihanlar dünyasıdır. Her doğan gün ile yeni bir imtihana tabi tutuluyoruz. Her gün yeni bir başlangıç yapabilmek için, güneş yeniden doğuyor.

Unutma; seçilerek, imtihanı kazanarak bu dünyaya gözlerini açtın. Doğmak, seçilmiş olmaktır.

Olan da hayır vardır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KATMAK İÇİN TIKLAYIN