Ankara 33'ncü Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, para aklamakla suçlanan örgüt yöneticisi Handan Kaymaz, hakim karşısına çıktı.
Nejat Daş'ın eniştesi aynı zamanda da manevi babası olduğunu belirten Kaymaz, Daş'ın İstanbul'daki döviz bürosunda yöneticilik yaptığını ve gerçekleştirdiği bütün işlemlerin yasal olduğunu savundu.
"KAYIT ALTINA ALINMAYAN İŞLEMLERDEN DOLAYI SORUMLU TUTULAMAM"
Döviz bürosu üzerinden örgüt adına para aklamadığını söyleyen Kaymaz, "Değerli taş üzerine İspanya'da okudum. Kapalı Çarşı'da birçok işletmeye danışmanlık yapıyorum. Nejat Daş, döviz bürosu açacağını ve benim de orayı yönetmemi istedi. Ben de zaten kapalı çarşıda olduğum için kabul ettim. Ortaklı olarak döviz bürosunu açtığını bilmiyordum. Ara ara Çetin Gören adına birileri gelip para alıyordu. Bunları kayıt altına alıp, Nejat Daş'a bildiriyordum. Döviz bürosunda her işlem kayıt altına alınmaz. Bunu ben değil, yasal mevzuat söylüyor, bundan dolayı kayıt altına alınmayan işlemlerden dolayı sorumlu tutulamam. Bilirkişi raporların birçoğunda gerçeği yansıtmayan bilgilere yer verilmiştir. Gelen paraların suçta kazandığı kesinlikle doğru değildir" şeklinde konuştu.
"HANIMI YÖNETEMİYORUM, ÖRGÜT NASIL YÖNETEYİM"
Suç örgütü yöneticiliğiyle suçlanan sanık Uğur Bülent Göçer de tutuklanmadan önce Gaziantep'te otopark işletmeciliği yaptığını söyledi. Çetin Gören ile çocukluk arkadaşı olduğunu söyleyen Göçer, Gören'in dairelerini komisyon karşılığında sattığını ve satıştan kazandığı parayı banka hesabı üzerinden gönderdiğini söyledi. Göçer, "15 aydır tutukluyum, perişan oldum. Örgüt kurmadım ve yönetmedim. Benim, hanıma sözüm geçmiyor, örgütü nasıl yöneteyim" dedi.
Çetin Gören'in oğlu tutuklu sanık Baran Onur da çocuk yaştayken anne ve babasının ayrıldığını, bu nedenle babasıyla iletişimlerinin güçlü olmadığını belirterek, "İşlerimi yasalara uygun yaptım. Kimseden örgütsel bir talimat almadım, iddia edilen suç örgütüne de üye değilim" diye konuştu.
DURUŞMA ERTELENDİ
Tutuklu sanıklar Cemal Deniz Şahan, Halil Aslantaş, Ahmet Korkmaz, Ali Sunar, Arzu Erişkin ve Faruk İşcan da savunma yaptı. Mahkeme, sanıkların tutuklu kalmalarına hükmederek, duruşmayı 22 Ekim'e erteledi.
