İbrahim Şahin

İbrahim Şahin

Referanduma Doğru

Uzun zamandır tartışılan adını kimilerinin Başkanlık, kimilerinin Cumhurbaşkanlığı dediği sistem sonunda meclisten geçerek referandum için cumhurbaşkanın onayına sunuldu.

Yaklaşık bir aydan fazla bir zamanda, önce TBMM meclis alt komisyonlarında tartışılan ve kabul edilen ve daha sonra meclis genel kurulda uzun tartışmalara sahne olan Cumhurbaşkanlığı sistemi mecliste, 330 oy barajını geçerek kabul  edildi. Ve  hemen akabinde yasa referandum için cumhurbaşkanının onayına sunuldu.

Cumhurbaşkanı 330 üzeri referandum sınırında oy alan bu yasayı ya onaylayıp referandum için yüksek seçim kurulana gönderecek  ya da yasayı veto ederek meclise tekrar geri gönderecek.

Anlaşılan o ki açıklamalarından da onu anlıyoruz, cumhurbaşkanının bu yasayı hemen onaylayarak referandum için yüksek seçim kuruluna gönderecek, yüksek seçim kuruluda kanun gereği 60 günün sonundaki ilk Pazar günü  bu yasayı referanduma, yani halkın onayına sunmak zorunda olduğu için seçim takvimini açıklayacaktır. Buradan da şunu anlıyoruz, ülkemiz cumhurbaşkanlığı sistemi için Nisan ayının ortalarında referanduma gidiyor.

Kimilerinin rejim değişikliği, kimilerinin sistem değişikliği olarak gördüğü bu referandum gerçek o ki ülke yönetim şekli için çok önemli, çok kritik tarihi değişiklikle karşı karşıyayız. Bu referandumdan evet çıkarsa “bende büyük bir ihtimalle evet çıkacağını düşünüyorum” yüz yılını doldurmak üzere olan Türkiye Cumhuriyeti yeni bir yönetim sistemine geçmiş olacak. Yani Türkiye Cumhuriyeti büyük bir ihtimalle 2019 yılında yapılacak seçimlerden sonra  partili cumhurbaşkanlığı sistemi ile yönetilecek.

Görünen o ki Nisan ayının ortalarında yapılması planlanan referandum için hareketli ve hararetli bir seçim dönemi geçireceğiz. Onu da şundan anlıyoruz, ‘evet’i savunanlarla ‘hayır’ı savunanlar daha şimdiden safların belli etmişler ve daha seçim kampanyası başlamadan bile hem evet ve hem de hayır cephelerinden dozu yüksek söylemler ve açıklamalar var.

Bence bu da normal, ama dikkat edilmesi gereken birşey  var; tartışmayı kişiselleştirmeden, dozunu fazla kaçırmadan hem evet’çiler neden evet denmeli, hem hayır’cılar neden hayır denmeliyi iyi anlatabilmeliler. Sonuç da seviyeli bir seçim kampanyasından sonra halkımız en doğru kararını verecektir.  Sandıktan çıkanı herkes kabul edecektir.Kabul etmek zorundadır da. Zaten demokrasinin gereği de budur.  

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KATMAK İÇİN TIKLAYIN