Şeytanın mütercimleri

Gündemin çok hızla değiştiği bu güzel memlekette, bir kaç gün önce İmam Hatip Lisesi
mensuplarını hedef alarak tahkir eden bir adamın sözleri, bu sözlerden nasibini almış bir İmam-
Hatipli olarak bize de cevap hakkı verdiği için bu yazının gerekçesi olmuştur.

Bilindiği gibi, hidayet ve dalâlet kavgası ilk insan Hz. Adem'in Şeytana karşı verdiği mücadele ile
başlamıştır. İnsanın dünya imtihanı da zaten bu mücadele içinde gerçekleşir. Herkes kendisini
konumlandırdığı cepheden muarızlarına karşı üstünlük sağlama çabası içindedir.

Kuran'ı Kerim'de Şeytan, Müslümanlar açısından "açık düşman", "en büyük düşman" gibi
ifadelerle anlatılır. Tabii Şeytanın sadece mücerred bir varlık olmadığı açıktır. Zira şeytanın
tercümanlığını yapan binlerce müşahhas mütercim bizzat yanı başımızdadır, bizimle iç içedir.
"İmam-Hatip mezunları ahlaksız, sapık ve sahtekardır." cümlesi gayr-i ihtiyari olarak söylenmiş
öylesine bir cümle değildir. Tam aksine bilerek, seçilerek ve üzerine basa basa söylenmiş,
maksadı, hedefi ve anlamı çok açık bir tahkir ve iftiradır. Bu tahkir ve tahrik sebebiyle ortaya çıkan
toplumsal infiali karşılamak için "yarım ağızla özür dilemek" hiçbir şekilde bu aşağılık iftirayı
hafifletmemiştir.

Bu toprakların mayasını oluşturan ne kadar manevi dinamik varsa, her birini tahrip etmek üzere tek
tek hedefe konulması bizi yanıltmamalıdır. Yakın tarihi kısaca hatırlamak gerekirse;
Minarelerden okunan ezanlardan rahatsız olmak sadece ezan meselesi değildir, bir İslam
düşmanlığıdır.

Cami-okul karşılaştırması yaparak camilerin çokluğundan dem vurmak adete cami meselesi
değildir, bir İslam düşmanlığıdır.

Yıllarca kadınların başörtüsü üzerinden yapılmış olan tartışmalar sadece başörtüsü meselesi
değildir, bir İslam düşmanlığıdır.

Kurban Bayramını hayvan katliamı olarak nitelendirmek sadece hayvan hakkı meselesi
değildir, bir İslam düşmanlığıdır.

Daha nice örneklerin en sonuncusu olan İmam-Hatipleri tahkir eden düşünce de netice
itibariyle sadece bir İmam-Hatip meselesi değildir, açık bir İslam düşmanlığı olarak karşımıza
çıkmıştır.

Hz. Adem'i kendisine düşman olarak gören Şeytanın, galip gelmek için başvurduğu en aşağılık
yöntemler, kılıf değiştirerek bugüne kadar gelmiştir ve tabii ki şeytanın mütercimleri tarafından
kıyamete kadar sürdürülecektir.

Zaman zaman Batı dünyasının müslümanlara karşı olan düşmanlığından bahsedilir. Bu bir
vâkıadır, ancak hiç bir harici düşman, aynı havayı teneffüs ettiğimiz bu coğrafyada iç içe
yaşadığımız "koyun postundaki kurt" gibi davranan şeytanın mütercimlerinden daha tehlikeli
değildir.

Asıl mesele, Müslüman toplumun içerdeki düşmanın söz ve fiillerinin şuur altındaki maksatlarını
doğru analiz ederek, bu muarızlara karşı teyakkuz ve dikkatle cevap vermeyi öğrenmesidir. İşte o
zaman şeytanın tercümanlığını yapanların artık bu topraklarda hiçbir değerinin ve hükmünün
olmayacağı yeni bir dönem başlayacaktır.

Selam ve dua ile...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KATMAK İÇİN TIKLAYIN