İbrahim Şahin

İbrahim Şahin

Sizin kazanamaz dediğiniz adaya millet neden oy versin?

14 Mayıs'ta yapılması kesinleşen cumhurbaşkanlığı seçimlerine az bir süre kala adaylar belli olmaya başladı. Seçimlerin AK Parti, MHP, ve BBP’nin oluşturduğu Cumhur ittifakı ile, CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Deva Partisi, Gelecek Partisi, ve DP’nin oluşturduğu 6’lı masada olarak bilinen millet ittifakı arasında geçecek. Cumhur ittifakı bir yıldan önce adayını cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olarak açıklamış hatta seçim çalışmalarına o tarihten itibaren başlamıştı. Cumhur ittifakının adayı hiç tartışmasız sorunsuz belirlerken, millet ittifakında işler o kadarda kolay olmadı. Altı birbirine benzemez siyasi partiler bu süreçte seçmenin güveni kazanmak yerine çok dağınık görüntü veriyorlar. Yaklaşık 13 ay önce bir araya gelen altı partili millet ittifakının önünde çözülmesi gereken çok çetrefilli konular vardı, en çok merak edilen konuların başında geçiş süreci mutabakat metni ve en önemlisi cumhurbaşkanı adayı kimin olacağı.

Aylardır uzun uzun toplantılar yapılmasına rağmen, toplantı sonrası yapılan muğlak açıklamalar seçmenin kafasını karıştırarak bu ittifaka güvenini her geçen gün azaltıyordu. Her toplantı sonra parti yöneticilerinden yapılan açıklama ve beyanlar bu sürecin o kadarda kolay olmayacağının işaretiydi. Nitekim seçimlere az bir süre kalmasına rağmen bir türlü aralarında anlaşıp adayı belirlemekte zorlanan partiler adayın açıklanacağı 2 Mart tarihinde bir araya gelmek için anlaştılar. Herkesin kafasındaki soru şuydu; aday resmi açıklanmamasına rağmen Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun her defasında adayın kendisi olduğunu ima eden açıklamalarda bulunması 'acaba Kılıçdaroğlu mu olacak' soru işareti oldu. Ancak Kılıçdaroğlu'nun bu açıklamalarına Altılı masadan özellikle İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener “altılı masanın adayı Kılıçdaroğlu mudur?” sorusuna Meral Akşener, hiç çekinmeden açıkça "Adayımız kazanacak aday olmalı kamuoyu araştırmalarında Kemal Kılıçdaroğlu, kazanacak aday gözükmüyor” açıklaması altılı masanın aday belirleme sürecinin hiç kolay olmayacağını gösteriyordu.

Nitekim 2 Mart günü aday belirleme toplantısında deyim yerindeyse siyasi deprem yaşandı, daha önce kazanamaz dediği Kılıçdaroğlu'nu diğer 5 parti ortak aday göstermiş buna karşı Meral Akşener, karşı çıkmış Ekrem İmamoğlu ve Mansur yavaş, ismini masaya sürmüş Akşener'in bu hamlesi kabul görmemiş yaşanan tartışmalar sonucu Akşener masayı terk etmiş gemileri yakmıştı. Hatta daha sonra yaptığı açıklamalarda 6'lı masayı noter masasına benzetmiş masadakileri de samimiyetsiz ülke çıkarları için değil kendi menfaat ve çıkarları için masayı pazarlık masasına benzetmişti. Herkes bu işin bittiğini Akşener'in bu kadar ağır sözlerden sonra noter ve pazarlık masası olarak nitelendirdiği masaya dönmeyeceği yönündeydi.

Ancak hiç de öyle olmadı, iki gün sonra bu kadar ağır bir dille eleştirdiği masaya 6 Mart tarihindeki masaya tekrar geri dönerek dahası adaylığına kazanan diye itiraz ettiği Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığını kabul etmiş ortak mutabakat metnine imza atmış oldu. Peki ne oldu da Akşener, o masaya geri döndü ve Kılıçdaroğlu'nun adaylığını kabul etti bir başka değişle masadan neden kalktı, masaya tekrar neden geri döndü ve en önemlisi ne değişti veya bizim bilmediğimiz neler yaşandığı daha önce kazanamaz dediği Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığını kabul etti? Peki seçmenin yaşanan bu süreci gördükten sonra sizin inanmayıp kazanamaz dediğiniz Kemal Kılıçdaroğlu'na neden güvensin neden oy versin? Ben çok merak ediyorum Meral Akşener Kılıçdaroğlu'na milletten nasıl oy isteyecek yoksa Süleyman Demirel'in dediği gibi “dün dündür bugün bugündür” mü diyecek...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KATMAK İÇİN TIKLAYIN