Ulusal İşletim Sistemi ve Pardus

Milli yazılım kavramı ve bunun toplumumuza,  ülkemize kazandırabilecekleri konusunu daha önceki yazılarımda azar azar ifade etmeye çalışmıştım. Bu yazımızda Pardus ile bu konuyu biraz daha detaylandırarak ele alırken Pardus ile ilgili bilinen ve bilinmeyenleri ele almaya çalışalım.

    Projenin geliştiricisi olan TÜBİTAK bu projeyi tanımlarken şu ifadeleri kullanıyor. “Pardus, bir Linux dağıtımı olmanın yanı sıra, kamuda açık kaynak ve özgür yazılımların yaygınlaştırılması, ülkemizdeki açık kaynak / özgür yazılım ekosisteminin geliştirilmesi çabaları ile birlikte bir projeden daha çok bir program haline gelmiştir. Pardus şemsiyesi altında özgün projeler şeffaf bir şekilde geliştirilerek özgür yazılım dünyası ile paylaşılmaktadır.”
  
 İlk defa 2005 yılında hayat bulan Pardus, Linux alt yapısının kullanımı, özgür, açık kaynak kodlu ve ulusal kavramlarının hepsini bir arada barındırarak büyük heyecan uyandırdı. Bu heyecan kaybolmadı, belli dönemlerde azaldı sadece, ancak emin ve sağlam adımlarla ilerlediğini düşünüyorum. Kamu kurumları ile imzalanan ve imzalanmaya devam eden protokoller bunu teyit eder nitelikte. Gerekli geliştirmeler, düzenlemeler ve entegrasyon sağlandıkça kamusal anlamda ilerlemesine devam edecektir. Kamusal anlamda ihtiyaç duyulabilecek yazılımların geliştirilmesi ve bu yazılımların Pardus ile entegrasyonu sağlanarak maddi anlamda sağlanacak faydanın yanında özgür yazılım kavramının ve buna bağlı özgür yazılım ailesinin geliştirilmesi sağlanmış olacaktır.

    Bu yazımızda niyetimiz üst düzey Linux kullanıcılarına Pardus’u anlatmak değil elbette ama Fatih Projesine’deentegrasyonu sağlanmış, bazı kesimler tarafından ulusallık kavramını yitirdiği de söylenerek projeye destek olmak yerine köstek olmak gibi bir zihniyet ile hareket edilmemesi gerekliliğini de ortaya koyarak Pardus’un bize neler kazandırdığı ve daha neler kazandırabileceği konusunda her seviyedeki bilgisayar kullanıcısına gerekli bilgilendirmeyi yapabilme gayreti içerisindeyim.

    Fatih Projesinin okullarımızda dağıtılan ücretsiz kitaplardan daha fazlası olduğunu da belirtmekte fayda var. Projenin bir parçası olan EBA dijital dünyada öğretmenlerimizin ve öğrencilerimizin içerik üretebilmesini ve üretilen bu içeriklerin milyonlarca öğrenci ve yüzbinlerce öğretmen tarafından kullanabilmesini sağlayan bir platformdur. Eğitimde teknoloji kavramının Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hayata geçirilmesi sağlanmış ve uygulanabilir, geliştirilebilir bir program haline gelmiştir. Akıllı tahtalar teknolojiyi eğitimde zaman, imkan olarak üst düzeyde kullanabilmeyi sağlayan cihazlardır. Okullarımızdaki akıllı tahtaların arka planında kullanılan işletim sitemi de Pardus’tur. Özetle Fatih Projesi eğitimin teknoloji ile buluşması ve gelişmesi olarak ifade edilebilir ve bu buluşmanın Pardus üzerinde yükselmesi de önemlidir.

    Pardus’un Linux çekirdeğini kullanmasından duyulan rahatsızlığı da anlamış değilim. Google başta olmak üzere dünyada birçok büyük teknoloji şirketi de sunucularında kendilerince özelleştirilmiş Linux çekirdeği kullanmaktalar. Milyonlarca mobil cihazın kullandığı Android işletim sistemi çekirdeğinin de Linux olduğunu belirtmekte fayda var. Çünkü az öncede söylediğim gibi özelleştirilebilir, açık kaynak kodlu bir yapıdan bahsediyoruz. Bu arada hemen belirtelim Pardus Linux dağıtımlarından biri olan Debian üzerinde yükselmektedir.

    Pardus bünyesinde kimlik yönetim sistemi, merkezi yönetim sistemi, siber güvenlik sistemi gibi yapıları sunarak yukarda da bahsettiğim gibi kamusal anlamda ihtiyaçları karşılayabilecek düzeye ulaşma noktasında emin adımlarla ilerlemektedir.

    Linux, Debian ve Pardus konusunda söylenecek, yazılacak çok şey var elbette ancak bu kavramların teknik taraflarından çok tüm okuyucu kitlemize daha sade bir ifade ile anlatmak gayretindeyim.
Bir sonraki yazımızda görüşmek dileğiyle.

Mahir DOĞAN
[email protected]
instagram.com/dogan.mahir.23

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KATMAK İÇİN TIKLAYIN