Yazdığı köşe yazılarıyla adından söz ettiren Yeni Akit yazarı Ali Karahasanoğlu bugün kaleme aldığı yazısında akaryakıt, köprü geçiş ücretleri ve diğer zamlara değindi. Araç muayenesine gelen zam haberini yorumlayan Karahasanoğlu, "Asgari ücret ile geçinen insanların arabaları yok ki, bu gelen zamla ilgili de direkt bir dertleri olsun.." diye yazdı. Karahasanoğlu, sigara ve alkollü içeceklere gelen zamlar için ise," Sigara ve içkiye % 47 zam” gelmiş! Bence az gelmiş..." değerlendirmesinde bulundu.
Karahasanoğlu köşe yazısında şu ifadelere yer verdi:
"Hatta zammı da boşverin, hepten yasaklayın bile derim.
Normal şartlar altında, “Dar gelirli insanlar”ı anlamamız lazım..
Bakalım, “dar gelirli vatandaş”ı mı kastediyorlar?
Yoksa üst gelirli, en azından orta gelirlileri mi kastediyorlar, birlikte okuyalım:
“40 lt’lik depoda benzine 25 TL zam yapıldı.”
Arabası olanlar, dar gelirliler mi?
Ki, bir depo benzine gelen zammı, “vatandaş”ı etkilendiği fiyat değişikliği olarak gösteriyorsunuz..
Devamında motorlu taşıtlar vergisine % 25 zam geldiğini belirtiyorlar.
Yine araba sevdası.
Yine fakir fukaranın hayatı ile ilgisiz bir konu..
Devamında yine araç bağlantılı bir zam: “Araç muayenesine 134 TL zam geldi”..
Asgari ücret ile geçinen insanların arabaları yok ki, bu gelen zamla ilgili de direkt bir dertleri olsun..
Devamında pasaport bedeline gelen zammı yazıyorlar..
Affedersiniz beyler. Hangi dar gelirli vatandaş, ne için yurtdışına çıkıyor ki, pasaport bedeline gelen zam sebebi ile hayatı etkilensin? Hemen devamında. Emlak vergisine gelen zammı konu edinmişler.
Hani Koç’un emlak vergisi acayip arttı” deseler, anlarım da..
“Vatandaş” dedikten sonra, “emlak vergisi”nden bahsedilmesi, bir garip olmuş..
Milletten yanalar mı, yoksa bir avuç zenginden yanalar mı, anlamak için, hangi ürünlere gelen zamları konu edinmişler, liste halinde vereyim:
“Osmangazi köprüsünün geçiş ücreti,
İstanbul’da birinci ve ikinci köprülerin geçiş ücretleri,
Avrasya Tüneli geçiş ücreti,
İstanbul-İzmir Otoyolu geçiş ücreti,
Taksi ücretleri, Bedelli askerlik”
Ve şimdi sıkı durun..
Vatandaş..
Ey vatandaş.
Sen de sıkı dur..
Senin haberin yok ama.
Vatandaşın derdi diye, bakın Sözcü gazetesi, neye gelen zammı, listeye almış:
“Özel okullara gelen % 27 zam”..
Bu ülkede kaç kişi çocuğunu özel okula gönderebiliyor ki..
Her mahallede olan devlet okulu yerine, kaç kişi çocuğunu özel okula gönderebilir ki..
Özel okul ücretine gelen zam, “vatandaşın sorunu” diye tanıtılıyor.
Ve listedeki son ürün.
Ürün mü diyelim, yoksa zehir mi?
“Sigara ve içkiye % 47 zam” gelmiş!
Bence az gelmiş..
Hatta zammı da boşverin, hepten yasaklayın bile derim.
Vatandaşın sorunu, “ekmek, süt, yumurta, et, ısınma” derim..
Ama bunların hiçbir zaman dertleri, “vatandaş”ın derdi olmadı ki..
Onlar hep, bir avuç zenginin derdini, “vatandaşın derdi” gibi gösterdiler, göstermeye devam ediyorlar."
VATANDAŞLAR TEPKİ GÖSTERDİ
Vatandaşların söz konusu yazıya yaptığı yorumlar şöyle:
- Bu adamın her demeci böyle. Bir insan ne uğruna bu kadar kötü olabilir aklım almıyor. Fakir insanları, ömür boyu çalışarak alın teri ile ev/araba sahibi olanlara veya yurtdışına çıkanlara düşman etme peşinde. Fakir dahil herkesin hakkını yiyenlere gıkı çıkmıyor.
- Doğru, vatandaşa layık gördükleri hayat içinde bu söylenen yolları pasaportları evleri kullanmanın imkanı yok!
- Geçen ay kapıcının altında bile arabası var diyordunuz, şimdi bir avuç zenginde mi araba oldu?
- Haklı aslında seyahat edebilen yurt dışına gidebilen emlak alabilen 1 avuç insan kaldı sayelerinde. O da zaten sayelerinde! zengin olan kesim olunca koymaz bu zamlar...
- E ama bu resmen kendi vatandaşını hakir görmek, küçük düşürmek. Sen vatandaşına gezmeyi, tatili, hatta araba ve ev sahibi olmayı layık görmüyorsan ben bunda art niyet ararım.
- ''Ya hayır söyleyin ya susun'' sözde Müslümanlar.. Kırmadık gönül bırakmadınız.. Oysa girmedik gönül bırakmayacaktınız..
- Vatandaş bunların gözünde insan değil galiba.
- Fakir halkın kullandığı toplu taşıma araçları Ayetel kürsiyle çalışıyor çünkü.
- Böyle insanlara unvan vermiyorlar mı? Tetikçiliğin adı YAZAR olmuş...
- Vatandaşı zamanında Arap çöllerinde sırtında testi taşıyanlardan hallice görüyorlar, halk böyle yasamalı yoksa sahip oldukları insanları azdırır diye düşünüyorlar. O yüzden kaybettiğiniz hiçbir şey onların umurunda olmaz.
