Zayıflamanın en sağlıklı yolu: Probiyotikler

DİYET yapmadan, sadece vücudunuzdaki dost bakterilerin sayısını artırarak zayıflayabileceğinizi biliyor muydunuz? Bilimsel araştırmaların bulguları probiyotiklerin az bilinen bir yönünü daha ortaya koyuyor.

Bağırsaklarda ne kadar çok bakteri varsa hastalıklara karşı direnç o kadar artar. Basit bir soğuk algınlığından alerjilere ve kansere kadar birçok hastalığa karşı en önemli savunma askerlerimiz probiyotiklerdir. 

Probiyotik; Vücudumuzu zararlı bakterilere karşı koruyan, enfeksiyonların önlenmesine yardımcı olan, bağışıklığı güçlendiren ‘dost Bakteriler’ dir.

Probiyotikler, alınan kalorilerin sindirimini ve vücutta enerji kullanımını düzenleyerek kilo kaybına yardımcı oluyor. Yapılan çalışmalar, diyete eklenen probiyotiklerin kilo kaybını desteklediğini ortaya koymaktadır.

Son yıllarda bağırsak mikrobiyatasının obezite gelişiminde çok önemli rol oynadığı kanıtlanmıştır. Bağırsak mikrobiyotası iştah sinyalizasyonu, enerji metabolizması düzenlenmesi, bağırsak geçirgenliği artması, yağ depolanması, kısa zincirli yağ asiti oluşumu, gibi farklı mekanizmalarla obezitenin oluşmasına katkıda bulunur. Bazı araştırmalar bakteriyel dengesizliklerde özellikle Firmicutes bakterilerinin yüksek miktarda bulunduğu kişilerde kilo artışı olduğu göstermektedir. Yapılan araştırmalar, obezitedeki artışın sebebinin sadece beslenme ve genetik faktörlerle ilişkili olmadığını ortaya çıkarmıştır. 

İŞTAH KONTROLÜNDE PROBİYOTİKLER

Probiyotik almaya devam ettiğinizde canınızın istediğini yeseniz de kilo almıyorsunuz. Çünkü dost bakteriler iştahınızı da kontrol altında tutuyor. Probiyotikler onları hayatta tutan, onları besleyen yiyecekler istiyorlar. Onların bu hayatta kalma dürtüsü ise beslenme düzeninizi etkiliyor. Yani bağırsaklarınızda bol miktarda probiyotik bulunduğunda canınız gofret, şeker, hamurişi falan istemiyor. Çünkü bu yiyecekler faydalı bakterileri yok ediyor. Probiyotikler bunun tam tersi bir mekanizmayı da tetikliyor: Yaşamak için şekere ihtiyaç duyan bakteriler de canınızın şeker, abur cubur istemesine neden oluyor. Bağırsaklarda bulunan bazı bakterilerin vücutta kronik insülin direncine ve dolayısıyla da kilo alımına neden olduğunu gösteren araştırmalar var.

Bağırsaklardaki bakterilerin niteliği iştahınız ve yedikleriniz üstünde önemli bir kontrole sahip. 
Bilimsel bir çalışma, obez ve normal kilolu insanların bağırsak florası incelendiğinde, obez olanlarda firmicutes adında bir zararlı bakterinin, zayıf olanlara kıyasla; zayıf olanlarda ise bir probiyotik olan bacteroidetes miktarının kilolu olanlara kıyasla çok daha yüksek olduğu gözlenmiş. Kilo problemi olanlarda çok mitarda bulunan firmicutes bakterisinin görevi; Şekeri alıp yağa çevirmek konusunda son derece başarılı olmasıdır.

Birçok hastalığa karşı en önemli savunma birlikleri olan probiyotikler, kilo kontrolüne de yardımcı oluyor.

DİYET YAPMADAN KİLO VERMEK İÇİN

Başka bir çalışma ise Lactobacillus rhamnosus adında başka bir probiyotiğin kadınlarda kilo vermeye yardımcı olduğunu gösteriyor. 12 hafta boyunca önerilen diyeti uygulayan kadınların bir kısmına besin takviyesi olarak Lactobacillus rhamnosus takviyesi veriliyor. 12 hafta sonra diyetleri takviye ile desteklenen kadınların diğer gruba kıyasla daha fazla kilo verdikleri gözleniyor. Üç ayın sonunda ise araştırma probiyotik takviyesi kullanan kadınlar, probyotik almaya devam ediyorlar. Lactobacillus rhamnosus takviyesi alan kadınların diyet yapmasalar da kilo vermeye devam ettikleri; takviye almayan kadınların ise diyeti bıraktıklarında kilo almaya başladıkları görülüyor. Özetlemek gerekirse, diyet yaparken kilo vermeyi hızlandıran dost bakteriler siz normal beslenme düzeninize döndüğünüzde de kilo vermeye devam etmenizi sağlıyor!

Yararlı bakteriler sizin zayıflamanıza yardımcı olurken, zararlı bakteriler ise kilo aldırır. Araştırmaya göre, bazı bakteri türleri baskın hale gelmeye başladığında liflerden kalori alımı artar ve yağ hücrelerinde enerji birikimi ortaya çıkar. Erişkin bir insan bağırsaklarından ortalama 100 trilyon faydalı bakteri ve mantar bulunur. Bu bakteriler ve mantarlar bizim için son derece değerli olan bağırsak florasını oluştururlar. İnsan sağlığı açısından son derece önemli olan lactobacilli ve bifidobacteria olan bağırsak floraları kötü bakterileri emerek vücudu temizler. Dolayısıyla öncelikli olarak bağırsak florasını korumak için çalışmalısınız.

YOĞURT TÜKETİMİNİ ARTTIRIN

Fransız kadınlarının bu kadar ince olmasının formülü bol yoğurt tüketmeleridir. Bu sağlıklı besin sindirim sistemine zararlı mikroplarla savaşan Lactobacillus, Acidophilus ve diğer probiyotik kültürlerden oluşur.
Yapılan araştırmalar neticesinde, ara öğünlerinde yoğurt tüketen kişilerin, hiç bir şey tüketmeyen kişilere oranla yüzde 22 daha fazla kilo kaybettikleri saptanmıştır. Ayrıca yüzde 81 karın bölgesinde daha fazla kilo kaybettikleri gözlemlenmiştir. 

LİF TÜKETİMİNİ ARTIRIN

Lif tüketiminin zayıflamadaki etkileri her alanda kendini göstermektedir. Bağırsakta hacim oluşturması, dışkı kıvamını artırması, kabızlığı önlemesi sayesinde bağırsaklara doğrudan etkisi büyüktür. Aynı zamanda midede oluşturduğu hacim sayesinde uzun süre tokluk hissi verir

KEFİR

Fermentasyon yardımı ile meydana gelen kefirin, probiyotik içeriği sütün içerdiği probiyotiklerden daha fazladır. Bağırsakların sağlıklı şekilde çalışmasına yardımcı olur. 

PEYNİR

Peynir vücutta bağışıklığı güçlendiren thermophillus, bifudus, bulgaricus ve acidophilus isimli faydalı bakteri içerir,

KEÇİ SÜTÜ

Keçi sütü actobacili, bifidus bakterileri içeren yüksek probiyotik kaynağıdır.

LAHANA TURŞU

Probiyotik içeriği yüksek bir besindir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KATMAK İÇİN TIKLAYIN