Vatan Şaşmaz Othello sendromu kurbanı mı? Othello sendromu nedir?

Vatan Şaşmaz Othello Sendromu kurbanı mı? Othello sendorumu nedir? Kıskançlık hastalığı olarak bilinen bu hastalığa dair tüm detaylar haberimizde..

Vatan Şaşmaz Othello sendromu kurbanı mı? Othello sendromu nedir?

Filiz Aker'in Vatan Şaşmaz'ı otel odasında 4 kurşunla öldürmesi akıllara o hastalığı, "othello sendromu"nu getirdi!

Filiz Aker'in takıntılı bir şekilde âşık olduğu sunucu Vatan Şaşmaz'ı öldürüp akabinde intihar etmesi, psikiyatride kıskançlığın zirvesi sayılan Othello Sendromu'nu akıllara getirdi. Nitekim sonu cinayetle biten pek çok vakanın altında da bu rahatsızlık yatıyor.

'YAŞAMAMAK İÇİN...'
Uzmanların sendrom için yaptıkları tarif de resmi tamamlıyor: "Âşık maşukla bir ve bütündür, ancak onunla varlığını sürdürür. Bu korkunç kıskançlık duygusunu yaşamamak için buna son vermek ister, eylemini planlar ve gerçekleştirir."

'KADIN KISKANÇLIK VE ÖFKEDEN UYUYAMIYOR'
"Aşk evliliğinden sonra, aşırı kıskançlıktan kopma noktasına gelmiş bir çift vardı. Danışanım kadındı, doktor... Bir yıllık evliler... Kadın kıskançlık ve öfkeden uyuyamıyor, sürekli kocasının telefonunu, bilgisayarını kontrol ediyor, Sabahlara kadar kıvranıyordu. Cep telefonunda kayıtlı bütün kadınlara 'kocamdan uzak dur' şeklinde mesajlar atmış, okul arkadaşlarıyla, kuzenleriyle de görüşmesini yasaklamıştı.

'EŞİNİN ANNESİYLE...'
Eşinin annesiyle ve kız kardeşiyle dahi görüşmesine dayanamıyordu. 'Eşim uyurken bazen yastıkla boğmak düşüncesi aklımdan geçiyordu' diyordu. İşini yapamaz olmuştu, hastalarına öfkeyle yaklaşıyordu. Kocasının sosyal medyada ekli bütün iş ve çocukluk arkadaşı olan kadınlara mesajlar gönderiyor, hakaret ediyordu. Kocasının hayatı kaosa dönmüştü, 'hasta olduğunu düşünmesem çoktan boşanırdım, tedavisini bekleyeceğim, iyileşmeyeceğine inanırsam boşanacağım' diyordu."

'ÖNEMLİ BİR ÖRNEK'
Yukarıdaki vaka örneği psikoterapist Mehmet Başkak'ın notlarından... Kararında olduğu vakit, toplumsal olarak da, psikolojik olarak da her çift için bir nevi sevginin, aşkın göstergesi, hatta ilişkinin 'yakıtı' olarak görülen kıskançlık duygusunun, normal değerler eşiğini atlayıp patolojik bir boyuta geçtiğinde yaşanabilecekleri göstermesi açısından önemli bir örnek.

'SADECE TOPLUMUN ALT KADEMELERİNDE YAŞANMIYOR'
Üstelik, alışık olduğumuz gibi aşırı kıskançlık vakalarının sadece toplumun en alt kademelerinde yaşanmadığının da ispatı. Hasta, bir kadın, üstelik doktor. Toplumun 'beyaz yakalı' diye kodladığı sınıftan. Hali vakti yerinde, sosyal hayatın göbeğinde... Eşini uyurken yastıkla boğma düşüncesine kadar getirmiş durumu; aklının, içinde boğulduğu şüphelerin muntazam şeytani oyunuyla.

SOSYAL MEDYA MAYIN TARLASI
Başkak'a göre aşırı kıskançlık ve buna bağlı şiddet vakaları, sanıldığı gibi sadece toplumun en alt kesiminde değil, 'beyaz yakalılar'da çoğunlukta: "Alt tabakaya özgü bir durummuş gibi görünmesi bir illüzyon, toplumun büyük bir yüzdesinde sayının kabarık olması, görülme oranının daha elit, okumuş kesimden yüksek olduğu anlamına gelmez.

EKONOMİK DÜZEYLERİ İYİ!

Bize bu rahatsızlıkla müracaat eden danışanlarımızın neredeyse tamamı sosyo-ekonomik düzeyi ortalamanın üzerinde olanlar, beyaz yakalılar... 'Whatsapp'tan gördüm, Facebook'ta mesajını yakaladım, Instgram'da like'larını takip ediyorum' diyenlerin sayısı çok fazla. Patolojik kıskançlık yaşayanlar için tam bir mayın tarlası sosyal medya."

KİMLER OTHELLO SENDROMU'NA DAHA YATKIN?

Peki, kimler, Othello Sendromu'na daha yatkın? Bu hastalık adım adım nasıl 'ben geliyorum' diyor? Kadın ve erkek bu patolojiyi nasıl yaşıyor? CİSED (Cinsel sağlık Enstitüsü) Genel Sekteri Psikolog Kemal Özcan yanıtlıyor:

'DÜŞÜK BENLİK DEĞERİ VAR'
"Othello Sendromu yaşayan kişide; aşırı özgüven eksikliği ve düşük benlik değeri vardır. Âşık maşukla bir ve bütündür, ancak onunla varlığını sürdürür, onun yokluğunu kendi yok oluşu ve bir ölüm gibi yaşar. Bu korkunç duyguyu tekrar tekrar yaşamamak için buna bir son vermek ister, eylemini planlar ve gerçekleştirir. Bastırılan değersizlik duygusunun tetiklenmesi öfke ve sevgi nesnesini ortadan kaldırmaya kadar gidebilir."


'TEDAVİ SÜRECİ DE ZAHMETLİ'
Patolojik kıskaçlığın tedavi süreci de zahmetli. Öncelikle hastanın ve eşinin bu durumu kabul etmesi gerekiyor. İlk adım bu. Psikiyatr HASAN Basri İzgi, "Unutmayın bu bir hastalık, sizin de eşinizin de bunu kabul etmesi gerekiyor" diyor ve ekliyor:

'KENDİNİZİ SAVUNMAK DA HATALI'
"Her ne kadar zeki ve akıllı olsa da düşünce yapısında bozulma var ve hezeyan dediğimiz düşünce yapısı eşinizin bireysel tercihi değil. Hasta yakını olarak sizin onu psikiyatri hekimine ulaştırmanız gerekiyor. Onun aldatma hakkındaki söylemlerini kabul etmek ne kadar hatalı ise onunla zıtlaşıp her seferinde kendinizi savunmak da o kadar hatalıdır. 'Kol kırılır yen içinde kalır' şeklinde olaya yaklaşmak, sineye çekmek, kabullenmek şiddete eğilimi artırabilir.'
Patolojik kıskançlığın erkeklerde daha yaygın olduğu kanaatinin aksine, psikoterapist Mehmet Başkak "Bu durum kadında da erkekte de aynı işler. İlişkiler genellikle bu yüzden biter" diyor:

'İLİŞKİNİN KANSERİDİR'
"Patolojik kıskançlık ilişkinin kanseridir. Geleneksel olarak kadın erkeğin kıskançlığını tolere etmeye, sevildiğinin kanıtı olarak görmeye daha yatkındır denilebilir. Kadınların kıskançlıkla baş etmede erkeklere göre daha yapıcı, erkeklerin ise yıkıcı yöntemler benimsediğini ortaya koyan araştırmalar var. Fakat patolojik kıskançlık ilişkiyi eninde sonunda yıkar, evliliği bitme noktasına getirir, ucu şiddet olaylarına açıktır."

ÜÇ OTHELLO SENDROMU VAKASI
Psikiyatr Hasan Basri İzgi'nin notlarından üç vaka...

BİR GÜN ONLARI YATAKTA YAKALAYACAĞIM
Artık işime gidemiyorum. Üç aydır evimizin karşısındaki inşaata saklanıyorum ve evimin girişini gözlüyorum. Nöbet tutan asker gibiyim. Kesinlikle eşim sokağımızdaki esnafları eve alıyor ve beni aldatıyor. Manava, bakkala, tüpçüye uğradığımda adamlar bana garip bakıyorlar ve imalı konuşuyorlar. Kahvede benim duyacağım şekilde geyik, boynuz esprileri yapıyorlar. Bir gün elbet onları yatakta yakalayacağım, görecekler onlar.

BÜTÜN KADINLAR EŞİME RANDEVU VERİYOR
Sürekli kocamın telefonuna mesajlar geliyor, tüm kadınlar onu tanıyorlarmış gibi bakıyorlar. Gittiğimiz her ortamda kadınlar eşime bir şekilde randevu veriyorlar. Bulunduğumuz şehirdeki tüm kadınlarla kocamın yattığını biliyorum. Ben bunları hak etmedim, kocam nasıl olur da her gördüğü kadınla beni aldatabilir.

SES ALMA CİHAZI YATAK ODASINA
Allah canımı alsın ki eşim ben evden ayrılır ayrılmaz babamı yatağa alıyor (75 yaşındaki kısmi felçli babası bir üst katta yaşıyor ve gelininin bakımına muhtaç). Ses alma cihazını yatak odasına koydum. Sesler tam anlaşılmıyor ama kesinlikle sevişirken çıkardıkları inleme seslerine benziyor. Babam hemen inkâr ediyor, kendini savunuyor. İnsan suçsuz olsa hiç kendini savunur mu? Size bunu ispat edeceğim ve işte o zaman cezalarını vereceğim.

OTHELLO SENDROMU NEDİR?

Othello Sendromu,

 Sendrom ya da belirgi denilmekte olup, birbirleriyle ilişkisiz gibi görünüp, fakat bir araya geldiklerinde tek bir bütün olarak kendilerini ortaya çıkaran bulgular bütününe denilmektedir. Sendrom kalıtsal olabilirken, sonradan olan nedenlerle de oluşabilir.

Tıpta sendrom, yalnızca, nedenleri tamamen açıklanamayan, birlikte rastlanılan bulguları tanımlarında kullanılmaktadır. Dolayısıyla bu bulgular, sebep olduğu bir hastalıkla açıklanabiliyorsa, düzene göre artık sendrom olmamaktadır. Buna karşın, eskiden belirgi olarak anılıyor olan ve günümüzde sebepleri bilindiği için hastalık olarak bilinmekte olan bir çok durum, geleneksel olan sendrom adını korumuştur.

Yunanca'da birlikte koşmak anlamına gelen sendrom, mantıklı bir söylemdir. Çünkü sendrom, tanımı gereği birtakım bulguların birlikte olmasından kaynaklanmaktadır. En çok hastalığın oluşumunun açıklanamadığı durumlarda kullanılmaktadır. Bir çok sendrom, adını onu ilk kez bulan doktordan almıştır. Böyle olmadığı zamanlarda ise, adlarını genellikle coğrafi bölge isimlerinden almışlardır.

Bir duruma sendrom denilebilmesi için, tanımı gereği, bir takım bulguların meydana gelmesi gerekmektedir. Bu bulgular büyük bulgular ve küçük bulgular olarak ikiye bölüme ayrılmaktadır. Bir çok durumda, bulguların tümüne bir arada rastlanılmamaktadır. Bundan ötürü, kimi özgü belirgilerin adının konulabilmesi için, tıbbi bir biçimde belirlenen belirli bir sayıda büyük ve küçük bulguların o kişide var olması gerekmektedir.

Sendromun öğeleri olan büyük ve küçük bulguların aksine, kimi alakalı durumlara da o sendromu olan kişide, olmayana kişiye göre daha çok sıklıkta rastlanabilmektedir. Sayımlama yönünden bir belirgi ile alakalı olduğu durum arasında sayısal bir ilişki olmasına rağmen, aralarındaki bağıntının nedeni açık olmayabilir. Buna en iyi örnek olarak Down sendromu gösterilebilir. Down sendromu hastası olan kişiler, belirginin tipik bulgularının yanında ayrıca; lösemi, lenfoma, Alzheimer, diyabet, ve tiroid hastalıklarına yakalanmaya diğer insanlara göre daha yatkındırlar. Bu bağlantının bilinmesi, oldukça önemlidir çünkü, doktorlar Down sendromu olan bir hastada bu durumları inceleyip, kimilerini önleyebilir ya da durumun ağırlığını dindirebilmektedir. Bir çok sendrom çeşiti bulunmaktadır.

Othello Sendromu, 1922 yılında Freud, normal kıskançlığın bile mantık dışı bir durum olarak görülmesi gerektiğini, böyle bir duygunun bilinç denetimi altında bulunmadığı gibi, dış dünyanın herkesçe paylaşılan gerçekliği içinde yaşanan durumlarla alakasız olduğu görüşünü paylaşmıştır.

Adını ünlü yazar William Shakespeare ın Othello adlı eserinden alan bu hastalık, kişinin sevdiği birini, hastalık derecesinde kıskanıyor olması durumu olarak ifade edilmektedir. Sevginin kaybı ya da kaybedilme korkusu, sevilen kişiye ve bir rakibe karşı duyulan düşmanlık ve kin, kendine saygıyı azaltan narsist yapı, darbe, kıskançlık duygusunu oluşturan temel öğeler olarak gözlemlenmiştir.

Bir çok araştırmacı patolojik kıskançlığın ilk zamanlarında erkeklerde ereksiyonla ilgili güçlükler, kadınlarda ise bir cinsel işlev bozukluğun bulunduğuna inanmaktadırlar. Kişinin sanrılarının başlıca ana düşüncesi, eşinin ya da sevgilisinin sadakatsızlık göstermesidir. Bu düşünceye gerçekçi bir neden olmadan gelinir ve bu inanış küçük ispatlarla (giysilerdeki düzensizlikler ya da çarşaflarda ki lekeler gibi), desteklenen doğru olmayan varsayımlara dayandırılır. Bütün bunlar toplanır ve sanrıyı doğrulamak üzere kullanılır. Böyle bir düşüncesi olan kişi genellikle eşini ya da sevgilisini yüzleştirir ve imgesel sadakatsizliği bozma girişimlerine girer. Bu nedenle bu kişilerin tehlikeli olabileceği, şiddetle zarar verebileceği unutulmamalıdır.

Pek çok çalışmada patolojik kıskançlığın daha çok erkeklerde görüldüğü gözlemlenmiş olsa da, patolojik kıskançlığın kadınlarda daha sık görüldüğünü bildiren bazı çalışmalarda vardır. Hekim patolojik kıskançlık tanısı koyarken hastanın eşi ve yakın çevresi ile görüşmeler yapıp, objektif bir değerlendirme yaparken, eşlerden her ikisinden evlilik ve seksüel hikayelerini öğrenmelidir. Yine hastada patolojik kıskançlık ile birlikte olabilecek diğer psikiyatrik bozuklukların tanılarıda koyulmalıdır.

Patolojik kıskançlığın tedavisi oldukça zordur. Son dönemlerde antipsikotik tedavinin yanısıra tek başına selektif serotonin geri alımlarının etkili olduğu bildirilse de, sonuçların henüz tatmin edici olmadığı ve depresif bozukluğun olmadığı durumlarda kişiyi daha da kötüleştirebileceği unutulmamalıdır.

0
0
0
0
0
0
0
👍
👎
😍
😥
😱
😂
😡