Şurası muhakkak ki, ülkemizin gelişmesinin önündeki engellerin bir kısmı dış mihrakların işi olduğu gibi, bir kısmı da kendi ürettiğimiz engeller. Bunların başında da kurumlar ve sorumluları arasındaki uyum problemleri geliyor. Özellikle iktidar ve yerel idareler arasındaki uyumsuzluk bir takım işlerin gerektiği gibi ve zamanında yapılmasına engel oluyor.

Bu noktada suçlu tespitine kalkışmak çok da sağlıklı bir davranış olmasa gerek. Zira herkes bir noktada mağdur başka bir noktada zalim durumuna düşebiliyor. Bunun kim olduğu çok da önemli değil. Önemli olan bu tespitin doğru mu yoksa yanlış mı olduğu gerçeği. Yaşı bizim gibi ilerlemiş vatandaşlarımız bunun ne denli gerçek olduğunu yaşayarak öğrenmişlerdir. Yaşayacak olanlar da zamanla öğrenecekler. Bizim gördüğümüz gerçek şu ki, her hangi bir beldenin sağlıklı bir hizmet alabilmesinin ilk kuralı uyumlu bir ekibin iş başında olması. Bu da kurumlar arası iletişimin sağlıklı olmasından kaynaklanıyor. Aksi taktirde, "Yok bizi engelliyorlar! Bizi çalıştırmıyorlar!" gibi bir takım iddialar, hizmet etmesi gerekenin hizmetsizliğinin gerekçesi oluyor.

5 yıldır İBB ve bazı ilçe belediyeleri arasındaki uyumsuzluk bu gerekçelere net bir örnek oldu. İdare noktasında aynı ekipten olmayan bütün ilçe belediyelerinin üstlendiği bir külfet var. Tuzla ve Pendik gibi yakından tanıdığımız belediye başkanlarını dinlediğimizde İBB ile aynı partiden olmadıkları için ilçe olarak alamadıkları yatırımlar, yaptıklarından çok daha öte...

Şimdi önümüzde yeni bir seçim var. Vatandaş, aldığı ve alacağı hizmetlerin muhasebesini yaparak sandık başına gidecek. Ümit ediyoruz ki, İstanbul ve ilçeleri için akli selim galip gelsin. Zira önümüzde ne zaman olacağını Allah'ın bildiği bir İstanbul depremi beklentisi var. Allah gecinden versin diye dua edelim. Ne var ki, bir çok bilim adamına göre bu deprem kaçınılmaz. Böyle bir depremde idareciler arasında yaşanacak bir uyumsuzluk İstanbul'un felaketini ikiye katlar. İster A Parti ister B partisi farketmez, önemli olan uyum içinde çalışacak bir ekibin iş başında olmasıdır.