Dördüncüsü İstanbul'da düzenlenen Türk Konseyi Sağlık Bilim Kurulu Toplantısı İstanbul'da başladı. Toplantıya DSÖ Avrupa Bölge Direktörü Dr. Hans Kluge ve Türk Konseyi Genel Sekreteri Bağdat Amrayev’in yanı sıra Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ile Macaristan’dan üst düzey temsilciler ve üye ülkelerin bilim kurulu üyeleri katıldı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ve Sağlık Bakanlığı Pandemi Bilim Kurulu üyeleri de toplantıda hazır bulundu.
Sözlerine eski Başbakanlardan Mesut Yılmaz'ın vefatından duyduğu üzüntüyü dile getirerek başlayan Bakan Koca, "Az önce aldığımız acı haber nedeniyle üzüntülerimi ifade etmek istiyorum. Başbakanlarımızdan Sayın Mesut Yılmaz'ı ne yazık ki kaybettik. Kendisi bir süredir yoğun bakımda tedavi görüyordu, durumunu yakından takip ediyorduk. Sayın Yılmaz'a Allah'tan rahmet, sevenlerine ve ailesine baş sağlığı diliyorum." şeklinde konuştu.
"SÜREÇ BOYUNCA KAMUYU DÜZENLİ OLARAK BİLGİLENDİRDİK"
Bakan Koca, 2020 yılını koronavirüs ile mücadeleyle geçirdiklerini ifade ederek, salgın sadece sağlık değil hayatın birçok alanın etkilediğini söyledi. Bakan Koca," Yeni bir hayata, yeni bir normale alışmaya çalışıyoruz. Salgının ilk günlerinde vak'aların sık görüldüğü ülkelerle hava, kara ve deniz sınırlarımıza ilişkin tedbirleri ortaya koydu. Diğer yandan kendi hazırlıklarımızı da gözden geçirdik. Sağlık çalışanlarımızın çalışma planlarını yeniledik. İlaç ve koruyucu malzemelerin tedarik sürecine ilişkin kapasitemizi gözden geçirdik. Üretim kapasitemizi arttırdık. Koruyucu ekipman, ilaç eksikliği yaşatmadık. Aldığımız tüm karalarda oluşturduğumuz bilim kurulunun öneri ve tavsiyelerini göz önünde bulundurduk. Süreç boyunca kamuyu düzenli olarak bilgilendirdik. Haziran ayından itibaren normalleşme sürecine geçtik. Bu süreçte insanlarımızın toplu kullandığı parklar, plajlar, restoranlar, ibadethaneler gibi yerlerde uyulması gereken kuralların belirledik” dedi.
"Haziran ayından itibaren normalleşme sürecine geçtik." diyen Bakan Koca sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu süreçte insanlarımızın toplu olarak kullandığı parklar, plajlar, restoranlar, ibadethaneler gibi yerlerin tümü için rehberler hazırlayarak uyulması gereken kuralları belirledik. Zaman zaman tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de vaka sayısında artışlar görüldü. Ama bu artış, pandeminin hiçbir döneminde kontrolümüz dışına çıkmadı"
"ÜLKEMİZ PANDEMİ SÜRECİNDE BAŞARILI BİR SINAV VERMEKTEDİR"
Bu süreçte dijital sistemlerden faydalandıklarını belirten Bakan Koca," HES uygulamamız ile hem halkımızın işlemlerini kolaylaştırdık, yaygın şekilde temaslı takibi yaptık. Bugün halen sahada 13 binden fazla filyasyon ekibimiz aktif görev yapmakta. Bu ekipler en az 3 kişiden oluşuyor, tamamına araç tahsis ettik. Ülkemiz pandemi sürecinde güçlü sağlık altyapısı ve mesleğine kendini adamış fedakar sağlık çalışanları ile başarılı bir sınav vermektedir. " dedi.
"150'DEN FAZLA ÜLKEYE KATKI SAĞLAYARAK YARDIMLAŞMA ÖRNEKLERİ SERGİLEDİK"
Bakan Koca şöyle devam etti:
"Maske, tulum, eldiven gibi başlıca koruyucu ekipmanlar yanında kullandığımız bazı ilaçları ve solunum cihazlarının üretimini de yaptık. Başta dost ve kardeş ülkeler olmak üzere 150 den fazla ülkeye katkı sağlayarak yardımlaşma örnekleri sergiledik. ‘Ülkemde ne varsa kardeşlerimizde de olacak’ anlayışı ile yerli kaynaklarımıza ürettiğimiz cihaz ve malzemeleri konsey üyesi ülkeler bedelsiz gönderdik. Gelene ihracat taleplerini kısa sürede de karşıladık”
KORONAVİRÜSE KARŞI AŞI ÇALIŞMALARI
Türkiye'nin koronavirüse karşı çalışmalarını sürdürdüğü aşının insan deneyleri aşamasına geldiği ifade eden Bakan Koca," Diğer ülkelerde yürütülen aşı çalışmaları konusunda da yakın işbirliğimiz devam etmektedir. Bu dönemde DSÖ Avrupa Bölge Direktörümüz Sayın Hans Kluge ile çok yakın diyalog içinde olduk. Neredeyse her ay görüşerek bölgemizdeki ve dünya genelindeki gelişmeleri değerlendirdik. Kendisine yakın işbirliği ve sürekli desteği için teşekkürlerimi arz ediyorum. İnsani ve Sağlık Acil Durumlarına Hazırlık alanında faaliyet gösterecek olan DSÖ İstanbul Ofisi'nin açılışını 10 Eylül'de birlikte gerçekleştirdik. Ofisin gerek bölgesel gerekse küresel sağlık acil durumların yönetiminde önemli bir rolü üstleneceğini umuyorum. Ülkelerin kaynaklarını iç ihtiyaçlarına kanalize ettiği bu zorlu süreçte, Türkiye’nin yapmış olduğu 25 milyon dolarlık katkının, küresel sağlık güvenliğine verilmiş önemli bir destek olduğunu ayrıca ifade etmek isterim." ifadelerini kullandı.
