Kubilay Öztürk

Kubilay Öztürk

Yağmurlu bir akşam

Bundan yaklaşık 45 yıl önce, Erzurum’da toprak bacalı bir evde yaşıyoruz. Yağmurlu bir akşam, sırılsıklam olmuş bir halde eve ulaştım. Gece vaktiydi. Kapıyı çaldım ama açan yok. Bir yandan yağmakta olan yağmurdan ıslanıyorum bir yandan niye açmıyorlar diye öfke endişe karışık bir duygu yaşıyorum. Bir kaç kez daha çaldım kapıyı fakat sonuç aynı.

En yakın komşumuza yöneldim, vakit geç olduğu için utanarak çaldım kapılarını. Kapıyı ablam açtı ve elindeki bizim evin anahtarını bana uzattı, “Toprak baca aşırı yağmurdan damlatmaya başladı. Biz evi toparlayabildiğimiz kadar toparladık, buraya geldik.

Bı gece burada kalacağız. Sen kendine evin içinde damlatmayan kuru köşe bul, yat!” dedi. Hemen eve döndüm, kapıyı açıp içeri girdiğimde karşılaştığım manzara dışarısından farklı değildi. Evin her yeri sanki yağmur içerde yağıyormuş gibi.

Başladım kuru bir yer aramaya ama mümkün değil. Evde şemsiyemsi bir şey buldum ve iki duvarın kesişim nokrasına çömeldim. Yağmur damlası pıtırtıları içinde hangi ara kendimden geçtiğimi bilmiyorum ama uyandığımda dizlerimin ağrısı bugün gibi aklımda…
Genç kuşaklardan buna kim inanır?
Biraz bayat ama Kadir İnanır…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KATMAK İÇİN TIKLAYIN