Bilgi Kümülatiftir:

Bilgi, Ne Tarihte İslam’ın Malıdır Ne de Günümüzde ABD’nin

Modernitenin toplumlumsal olay ve olguları akılcılaştıran düşünce bakışıyla geleneği toplumsal boyuttan atma girişiminde bulunmuştur. Bunun kolay olmayacağı muhakkaktı. Bu nedenle ulus devlet şeklinde oluşan yeni devletler, geleneği ortadan kaldırma hiç değilse etkisini azaltmak için baskı altına almaya çalışmışlardır. Gelenek olarak atfedilen şeyin modern olmadığını ve modern olmayanın da gelişme önünde bir engel olduğu önyargısı ile geleneğe savaş açılmıştır. Birkaç şey gözden kaçırılmıştı.

Akıl dışı tutumun adı olan gelenek aslında tamamen akıl dışı bir düşüncenin ürünü değildi. Akıl dediğimiz sonuçta bir şeyin teknik anlamda inşa edilmesi, icat edilmesi; sosyal anlamda insan ilişkilerinin düzenlenmesi; siyasal anlamda devlet toplum arasındaki yönetimin oluşturulması gibi birçok alanda akıldan müstağni bir yol ve yöntem kullanılmamıştır. Örneğin: Hârizmî ya da tam adıyla Ebû Ca'fer Muhammed bin Mûsâ el-Hârizmî(Dokuzuncu yüz yılda yaşamış), Matematik, gökbilim, coğrafya ve algoritma alanlarında çalışmış Fars bilim insanıTarihte bilinen ilk cebir kitabı El Harezmi tarafından 825 yılında yazılmıştır. Kitabın adı El-Cebruvel-Mukabele’dir. Bu kitaptaki cebir kelimesinin anlamı “bütünleme” yani denklemin her iki tarafına aynı niceliğin ilave edilmesidir. Avrupa bu kelimeye “büyük sanat” manasını vermiştir. Matematiğin geniş bir dalı olan “cebir” kelimesi bu eserden dilimize geçmiştir.

Bir diğer örnek:200’ün üstünde icat yapan El Cezerî(on dördüncü yüz yılda yaşamış), İslam'ın Altın Çağında çalışmalar yapan Müslüman bilim insanı ve mühendis.

Bir başka örnek İbn-i Haldun(on dördüncü yüz yılda yaşamış), Mukaddime isimli eseri halen koruyor. Sosyolojinin, tarihin ve siyasetin temellerini atmış bilim insanı.

Bir başka örnek: İbn-i Sina(on birinci yüz yılda dünyaya gelmiş) Tıp adamı, fizikçi, yazar, filozof ve bilim insanı. İlk akla gelen eseri el-Kânûnfî't-Tıb (Tıp Kanunu) adlı eseri akla gelir. Beş kitaptan oluşan bu ansiklopedik eserin Birinci Kitab'ı, anatomi ve koruyucu hekimlik, İkinci Kitab'ı basit ilaçlar, Üçüncü Kitab'ı patoloji, Dördüncü Kitab'ı ilaçlarla ve cerrâhî yöntemlerle tedavi ve Beşinci Kitab'ı ise çeşitli ilaç terkipleriyle ilgili ayrıntılı bilgiler vermektedir.

Ve Kâtip Çelebi tarih, coğrafya, bibliyografya ve biyografa ile ilgili çalışmalarıyla tanınır; HezarfenAhmed ÇelebiGalata Kulesinden takma kanatlarla uçmayı başaran bilgindir; El Kindi, güneş sistemi teorisini desteklemiş, kriptoloji biliminde tek alfabeli şifreleme yöntemini geliştirerek frekans analizini bulan kişi… Buraya yazılmasında sayfaları zorlayan o kadar ki ciltlerle kitap yazılacak kişi ve eserleri mevcut.

Batı düşüncesinde bunlar ya gözden kaçmış ya da göze alınmamış, gözden kaçamayacak kapsamda büyük bir bilim söz konusu olduğuna göre kasti olarak göze alınmamış, gündemlerine almamışlar. Haliyle modernizm denilen pozitivist düşüncenin 17. yy’da başlayan bilim düşünce tarihine İslam bilim insanları dâhil edilmemiş.

Gelenek olarak atfedilen modern öncesi dönem aslında şimdinin bilgisinin temelini atmıştır. Şimdiki bilgi gökten zembille inmiş değildir. Birikimli/kümülatif bir bilgidir şimdinin bilgisi. Kimse bu bilgiyi kendine mal edemez. Bu bilgi insanlığın bilgisidir.

Teknolojik bilgi şu anda ABD ve Batı ülkelerinin elinde diyebilirsiniz. BU bilginin geliştiricisi ve bundan maddi kazanç elde eden de Batılılar diyebilirsiniz. Öyle ki bu teknolojik bilgi ile hayatımızı kolaylaştıran birçok teknik ürün piyasaya her gün sürülüyor diyebilirsiniz. Ancak bu durum mevcut dünya sisteminde güçlü olan ülkenin (ABD) hegemonyasından kaynaklanıyor. Bu güç bir dönem Selçukludaydı, sonra Osmanlı’da bunlardan çok öncesinde de Romalılardaydı. Şimdilerde Hollanda ve İngiltere’den II. Dünya Savaşından sonra ABD’ye geçmiş durumda ve bu gücü ABD elinde tutmaya devam ediyor. haliyle dünyada kümülatif olarak ortaya çıkan bilginin merkezi de ABD oluyor.

Tarihimize bakıp övünmek değildir amacımız. Birçok medeniyet gelmiş geçmiş. Ancak geride bilgiden oluşan bir kartopu bırakmış bu kartopu bayır aşağı düşmektedir ve her geçtiği yerden biraz daha kar alarak büyümektedir. Şimdilerde ABD’den geçen bu kartopu bir zaman sonra başka bir medeniyetten veya ülkeden geçecektir. Bu durumda ABD geride kalmış ve eskimiş bir ülke olacak bir nevi geleneksel bilgi olmuş olacak bu durumda ABD’nin katkıları yadsınacak mı?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KATMAK İÇİN TIKLAYIN