Anayasa Mahkemesi'nin (AYM), FETÖ'den tutuklu eski Zaman yazarı Şahin Alpay ile gazeteci Mehmet Altan hakkında verdiği hak ihlali kararı ve AYM'nin ilk derece mahkemesinin yerine geçerek yorum yapması tepki çekti. Başbakan Yıldırım, "FETÖ ile mücadelenin zaafa uğramasına sebep olacak veya böyle anlaşılacak kararlar alınmamalı" derken, Başbakan yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bozdağ sosyal medya hesabından "AYM temyiz mahkemesi değildir" yorumunu yaptı.
FETÖ'cü Zaman Gazetesi'nin başyazarı Şahin Alpay iktidarı böyle tehdit etmişti
BAŞBAKAN BİNALİ YILDIRIM
Bütün kurumlar hassas davranmalı
Takdir edersiniz ki ilk derece mahkemesi dosyaya hâkimdir, dosyanın içeriğini biz de Anayasa Mahkemesi de bilmiyor, o bakımdan doğru kararı verecek olan birinci derece mahkemesidir. Ancak tutuklanma sebebini yeterli görmeyen çoğunlukla bir karar almıştır. Davanın görüldüğü mahkemede gerekli karar verilecektir. Nöbetçi mahkemenin verdiği karar tabii ki yeterli değildir. Asıl mahkeme etkilidir. O bakımdan Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli kararının beklenmesi istenmiştir. Yerel mahkeme dosya içeriğini de dikkate alarak, hukuka uygun bir karar verecektir. Hangi mahkeme olursa olsun bizim yürütme olarak beklentimiz FETÖ ile yapılan mücadelenin zaafa uğramasına sebep olacak veya böyle anlaşılacak kararları almamalıdır. Bu konuda çok daha dikkatli davranmak hem mahkemenin, yürütmenin, idarenin görevidir. Bütün kurumların gerekli hassasiyeti göstermeleri icap etmektedir.
BAŞBAKAN YARDIMCISI VE HÜKÜMET SÖZCÜSÜ BEKİR BOZDAĞ
Yasaların sınırını aştı
Bireysel başvuruları karara bağlarken AYM, ilk derece mahkemesi veya istinaf mahkemesi ya da temyiz mahkemesi veyahut da süper temyiz mahkemesi gibi davranamaz ve bu mahkemeler gibi karar veremez. Yayımlanan mahkeme açıklamasına göre Anayasa Mahkemesi, anayasa ve yasaların çizdiği sınırı aşmış, kendini ilk derece mahkemesi yerine koyarak vaka ve delil değerlendirmesi yapmış, suçun oluşumunu ve delil durumunu değerlendirmiştir. Alpay ve Altan kararları, Can Dündar kararının kötü ve yanlış bir tekrarından ibarettir. AYM, algıları değil anayasa ve yasaları gözetip gereğini yapmakla yükümlüdür.
AK PARTİ GENEL SEKRETERİ FATİH ŞAHİN
Terörle mücadeleyi zayıflatır
AYM'nin, 15 Temmuz darbe girişiminin hemen arifesinde bu darbe girişimini adeta zil takarak haber veren, destekleyen FETÖ'cü isimlerin tutukluluklarını hak ihlali olarak görmesi, hukuka aykırı olmanın yanı sıra terör örgütlerini cesaretlendirmek, terörle mücadeleyi zayıflatmak ve milli güvenliğimizi tehlikeye atmak demektir. AYM bu kararıyla son günlerde FETÖ'de yaşanan çözülmelerin önüne geçmeye mi çalışmaktadır? AYM daha önce de Dündar kararında girmiş olduğu bu tehlikeli girdaptan çıkmalı, hukuku ve adaleti gözeterek çalışmalarını sürdürmelidir.
AK PARTİ GRUP BAŞKANVEKİLİ İLKNUR İNCEÖZ
Can Dündar gibi yanlış bir karar
AYM'nin "bireysel başvuru" ile ilgili anayasa ve yasada belirtilen konularda sınırlı hakları ve yetkileri belli iken devam etmekte olan davaların içeriğine müdahale etmek suretiyle yetki ve görevini aşarak kural tanımaz kararlara imza atmaktadır. AYM'nin daha önce Can Dündar ve Erdem Gül ile ilgili verdiği yanlış karar ortada iken yine benzer bir karara imza attığını görüyoruz. AYM ilk derece mahkemesi veya temyiz mahkemesi veya itiraz mercii değildir. Kararı veren mahkemenin üstünde bir mahkeme gibi davranır bu şekilde karar verirseniz yetki ve görev gasbı ile karar vermiş olursunuz.
KARARDA 1 DOLAR VE BANK ASYA YORUMU
AYM kararının gerekçesinde dikkat çekici bir yorum yaptı. Mahkeme, OHAL dönenimdeki tutuklu ve gözaltına alınma kararlarını kendisinin inceleme yetkisinin olduğunu savunurken bu yetkiyi, anayasanın temel hak ve özgürlüklerin hangi koşullarda engellenebileceğini düzenleyen 15'inci maddesinden aldığını kaydetti. Özellikle Mehmet Altan kararının gerekçesinde FETÖ davalarındaki halen tartışılmakta olan "1 dolar" ve "Bank Asya'da hesabının bulunması"yla ilgili yorumlar yapıldı. AYM Altan'ın eylemleri için ise "FETÖ'nün amaçları doğrultusunda gerçekleştirdiği ve bu yapılanma ile irtibatının bulunduğuna ilişkin bir tanığın soyut anlatımları dışında delil olmadığı"nı savundu. Ersan ATAR
