İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve Cumhurbaşkanlığı Dış Politika Dairesi Başkanı Hikmet Hacıyev ile bir görüşme gerçekleştirdi. Fahrettin Altun ve Hikmet Hacıyev, baş başa görüşmelerinin ardından, iki ülkenin medya ve iletişim alanındaki kurumların üst düzey yetkililerinin katılımıyla düzenlenen heyetler arası toplantıya başkanlık etti.
SALDIRILAR DOĞRUDAN TÜRK MİLLETİNE
Altun, programda yaptığı konuşmada, hem Türkiye'nin hem de Azerbaycan'ın, hayati çıkarlarına ve mevcudiyetlerine yönelik muhtelif tehditlerle karşı karşıya olduğunu, bu saldırıların doğrudan doğruya Türk milletine ve Türklüğe karşı yapıldığını ifade etti.
Söz konusu saldırılarla yalnızca askeri anlamda karşılaşmadıklarını belirten Altun, aynı zamanda hem Türkiye'ye hem de Azerbaycan'a yönelik itibar suikastlarına ve algı operasyonlarına kalkışıldığını dile getirdi.
Fahrettin Altun, Türkiye ile Azerbaycan'ın dün olduğu gibi bugün de "iki devlet, tek millet" şiarıyla hareket ettiğini, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in, bu anlayışın sözden ibaret olmadığını tüm dünyaya gösterdiğini söyledi.
"KARDEŞLİĞİMİZİ İŞ BİRLİKLERİYLE TAÇLANDIRDIK"
Siyaset, ekonomi, kültür ve güvenlik başta olmak üzere bütün alanlarda ilişkilerin daha da güçlendirilmesi için liderler düzeyinde bir iradenin ortaya konduğunu belirten Altun, iki ülke yönetimleri arasında uluslararası ve bölgesel meselelerdeki iş birliği ve dayanışma ruhunun, halklar arasında da kardeşlik duygularının pekişmesiyle karşılık bulduğuna işaret etti. Altun, "Bu kardeşliğimizi son yıllarda artan iş birlikleriyle taçlandırdık. Özellikle İletişim Başkanlığımızın yetki alanında giren tüm konularda Azerbaycan ile daha yakın iş birliği içerisinde olmak arzusundayız" dedi.
"ANCAK BİRLİKTE KAZANABİLİRİZ"
Fahrettin Altun, iki ülkenin uluslararası ve bölgesel meselelerde karşı karşıya kaldığı imkanlar ve meydan okumalar karşısında sergilediği birlik ve dayanışmayı en üst düzeyde devam ettireceklerini vurguladı.
"Uluslararası düzenin yıkılmaya yüz tuttuğu, yeni dünya düzeninin ise henüz kurulamadığı bu kaos ve türbülans ortamında her alanda olduğu gibi iletişim alanında da ancak birlikte kazanabiliriz" diyen Altun, şunları kaydetti:
"Sayın Cumhurbaşkanımızın Bakü ziyaretleri sırasında temellerini attığımız yeni ortaklıkları, somut adımlara dönüştürmek arzusundayız. Küresel koşullar göz önünde bulundurulduğunda bunun aslında bir tercih değil, zorunluluk olduğu anlaşılacaktır. Türkiye ve Azerbaycan'a saldıranlar, devletlerimiz aleyhinde dezenformasyon ve itibarsızlaştırma faaliyetleri yürütenler, vatandaşlarımızın canına, malına kastedenler bir olduğuna göre; bize de ancak bir olmak, iri olmak, diri olmak düşer."
"MEDYA PLATFORMU İÇİN MUTABAKATA VARDIK"
İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Türkiye ve Azerbaycan arasında medya, iletişim ve kamu diplomasisi alanlarında iş birliğinin artırılmasının hayati bir konu olduğunu belirterek, iki ülkenin bu alanlardaki imkan ve birikimlerinin bir araya getirilmesi ve ortak çalışmalara imza atılması ile memnuniyet duyulacak sonuçlar elde edileceğine inandığını belirtti.
Doğru bilginin hızlı bir şekilde ulusal ve uluslararası kamuoyuna ulaştırılmasından bilgi kirliliği, yalan haber ve dezenformasyonla mücadeleye kadar geniş bir yelpazede Türkiye ve Azerbaycan arasında ortak çalışmalar yürüteceklerini kaydeden Altun, "Bu noktada Türkiye-Azerbaycan Medya Platformu oluşturmak üzere mutabakata vardık. Bu platform aracılığıyla iki ülke medyasının entegre bir şekilde hareket etmesini, halkların bilgilendirmesi noktasında etkin bir şekilde faaliyet gösterilmesini, özellikle sosyal medya tarafında ortaya çıkan tezviratlar ve dış dünyadan gelen kara propagandalar ile mücadele noktasında ortak stratejiler üretilmesini değerlendirdik" diye konuştu.
Fahrettin Altun, televizyon, radyo, sinema ve dijital platformlara yönelik müşterek içerik üretimi konusunda ilgili kamu ve özel sektör kurumlarının katkılarıyla ikili ilişkilerin perçinleneceği ifadeleriyle sözlerini tamamladı.
"İŞ BİRLİĞİNDEN MEMNUNİYET DUYUYORUZ"
Azerbaycan Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve Cumhurbaşkanlığı Dış Politika Dairesi Başkanı Hikmet Hacıyev ise Azerbaycan ile Türkiye'nin "iki devlet, tek millet" şiarıyla her zaman ve her koşulda birbirlerinin yanında olduğunu ifade etti.
Türkiye'nin ekonomiden dış politikaya kadar bütün alanlarda kaydettiği gelişme ve başarıların kendilerini de sevindirdiğini belirten Hacıyev, "Amacımız kardeşliğimizin daha da geliştirilmesi ve güçlendirilmesidir" dedi.
Hacıyev, iki ülkenin medya ve iletişim alanındaki kamu ve özel sektör kurumlarının yakın iş birliği ve koordinasyonundan çok önemli faydalar sağlanacağını dile getirdi.
Hikmet Hacıyev, televizyondan sinemaya kadar bütün alanlarda ortak yapımların üretilmesi, mesleki eğitim ve değişim programları düzenlenmesi, teknoloji ve altyapı paylaşımı ile birlikte iki ülkeye karşı yürütülen kara propagandayla mücadele edilmesi hususlarında ortak adımlarla Türkiye ile iş birliğinin güçlendirilmesinden memnuniyet duyduklarını kaydetti.
HEYETTEKİLER
Prof. Dr. Fahrettin Altun başkanlığındaki Türkiye heyetinde, RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, TRT Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü İbrahim Eren, İletişim Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Zahid Sobacı, İletişim Başkan Yardımcısı Dr. Çağatay Özdemir, Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Rıdvan Duran, TRT Genel Müdür Yardımcısı Serdar Karagöz, TRT Avaz Kanal Koordinatörü Sedat Sağırkaya, İletişim Başkanlığı Basın Yayın Dairesi Başkanı Büşra Karaduman Aktuna, İletişim Başkanlığı Uluslararası Medya İlişkileri Koordinatörü Doğan Eşkinat ve Bakü İletişim Müşaviri Hüseyin Altınalan yer aldı.
Hikmet Hacıyev başkanlığındaki Azerbaycan heyetinde ise Ankara Büyükelçisi Hazar İbrahim, Cumhurbaşkanlığı Enformasyon Başkanı Farhad Amirbayov, Milli Televizyon ve Radyo Konseyi Başkanı İsmet Sattarov, Basın Devlet Destek Fonu Genel Direktörü Ahmet İsmayılov, Azerbaycan Devlet Haber Ajansı (AZERTAC) Başkanı Aslan Aslanov, Azerbaycan Televizyonu ve Radyosu (AZTV) Başkanı Rovşan Mammadov, İctimai Televizyon ve Radyo Yayımları Genel Direktörü Balakişi Gasımov ve İstanbul Başkonsolosu Narmina Mustafayeva hazır bulundu.
