Reflü nasıl geçer? Reflü ağrısına ne iyi gelir?  Pendik Bölge Hastanesi Dahiliye Uzmanı Mustafa Vursavaş yanıtladı.

Reflü mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçması olayına denir. Mide boşalım sorunları ve yemek borusunun hasar görmesi reflüyü tetikler. Bu hastalığı engellemekte iyileştirmek de kişinin elindedir. Sağlık açısından yaşam kalitesinin düşmesine neden olmaktadır.

Reflü Belirtileri ise şu şekilde sıralanabilir;

• Hazımsızlık
• Yemek borusunda yanma hissi
• Ağza ekşimsi tat gelmesi
• Midede yanma
• Boyunda, omuzda ve kalbe yakın yerlerde ağrı
• Karında şişlik
• Hıçkırık
• Sürekli öksürme isteği
• Ses kısıklığı
• Astım nöbetleri

Peki, Reflü nasıl geçer?

Reflü hastalığı için öncelikle hastanelerde bulunan dahiliye veya gastroenteroloji bölümüne başvurulmalıdır. Burada konulacak doğru teşhis ile hastalık kesinleşmektedir. Tanı konulduktan sonra doktor takibinde doğru ilaçları kullanarak reflü kontrol altına alınabilmektedir. İlaçların olumsuz etkilerinden korunmak isteyen kişiler ise ilaç kullanma konusuna tereddütle yaklaşmaktadırlar. Bu gibi durumlarda hastalık şikayetlerinin ortadan kaldırılması için öncelikle beslenme düzeni kontrol altına alınmalıdır. Çok yağlı yiyecekler tüketilmemelidir. Tüketilen yiyeceklerin pişirme aşamasında buharda pişirme ve fırınlama yöntemi kullanılmalıdır. Doğru ve dengeli beslenme ile reflü hastalığının olumsuz etkilerinden kurtulmak mümkündür.

Çocuklarda Reflüye dikkat!

 Fazla yemekten kaçının

Fazla ve hızlı yemek reflüyü tetikleyen başlıca faktörlerden biridir, eğer bir oturuşta çok şey yiyorsanız mideniz şişer ve reflü oluşumu yaşanır. Bu yüzden az ama sık yemek yiyin. Öğünlerin arasını kısa tutun, az yediğiniz için zaten çabuk acıkabilirsiniz. Çokta acıkmayın çünkü bu bir anda yemeklere saldırmanıza neden olur.

 Yüksek yastık kullanın

Çok alçak yastık kullanmak reflü hastalığını tetiklemektedir bu yüzden olabildiğince yüksek yastıklar tercih edin, gerekirse iki yastık birden kullanın, başınızın ve boyun kısmınızın yukarıda olmasına gayret edin.

Yemek yer yemez yatmayın

Bu sadece reflü hastaları için geçerli bir kural değildir, yemekten en az 20 dakika sonra yatmak en doğrusudur fakat buna bazı zamanlar uyulmaz. Reflü hastaları ise mutlaka uymalıdır, yoksa daha kötü bir hal alabilir, mide bulanması ve ekşime hissi yaşanır. Yemekten sonra rahatsız hissederseniz bir süre gezinin.

 Beslenme düzeninize dikkat edin

 Reflü hastalarının beslenme alışkanlıkları diğer insanlara göre farklı olmalıdır, doktorla beraber bir diyet programı hazırlanabilir. Yağlı, bol şekerli, tuzlu, baharatlı yiyeceklerden, kafeinli ve asitli içeceklerden uzak durun. Sağlıklı beslenmeye özen gösterin. Alkol, kola, meyve suyu gibi içecekleri de hayatınızdan çıkarın. Zaten size iyi gelmeyecek besinleri tükettiğinizde rahatsızlık hissi yaşayacağınız için kendiniz bırakmak isteyeceksiniz.

Yemek aralarında sıvı tüketmeyin

Buda yine reflüyü tetikleyen bir durumdur, elbette öğün araları için geçerli değildir, yemek esnasında su tüketmemeniz gerekir. Bu midenize iyi gelmeyecektir.

 Doktora danışıp ilaç tedavisine başlayın

Elbette doktora danışmadan ilaç kullanmak hiç doğru olmayacaktır, sorunun daha fazla büyümesine ve sağlık açısından zarar görmeye neden olacaktır. Tükettiğiniz besinlere dikkat ederseniz ilaç kullanmanıza gerek kalmaz ancak bazı durumlarda kişi ilaç tüketmek zorunda kalabilir, bu daha ağır vakalar için geçerlidir.

 Stresten uzak durun

Günümüz şartlarında stres en büyük problemlerden biridir, yoğun iş hayatı temposu kişiyi rahat bırakmaz ancak reflünüz varsa stresi hayatınızdan çıkarmanız şarttır. Çünkü stres mide hastalıklarının başkahramanıdır. Kendinizi iyi hissettirecek şeylerle meşgul olun ve fazla kafaya takmamaya çalışın.

 Dar kıyafetler giymeyin

Reflüsü olan kişinin midesinde şişlik olabilir, dar kıyafet giyerek kendinizi daha da sıkmayın, bol kıyafetler tercih ederek hareket sınırınızı aşın ve nefes alıp vermenizi kolaylaştırın.

Reflü ağrısına ne iyi gelir?

 Reflünün olumsuz etkilerinden kurtulmak için çeşitli bitkisel tedavi yöntemleri hastalar tarafından kullanılmaktadır. Özellikle çeşitli bitki çaylarının ve lif bakımından zengin olan besinlerin hem sağlık hem de reflü üzerinde olumlu etkileri bulunmaktadır. Reflüye iyi gelen besinler ve kullanımları ise şöyledir;

Papatya Çayı:

Yemeklerden sonra bir çay kaşığı kurutulmuş papatya, 200 ml kaynar suyun içerisine ilave edilir. 5 dakika demlendikten sonra içilir. Papatya çayı mide asidini dengelemekte ve reflü hastalığının olumsuz etkilerini ortadan kaldırmaktadır.

Kantoron Yağı:

Reflü belirtileri gösteren kişiler tarafından sabahları bir çay kaşığı kantoron yağı kullanılmalıdır. Hastaların kahvaltıdan önce aç karınla kantoron yağı tüketmesi gün boyu ortaya çıkabilecek şikayetleri önleyecektir.

 Elma:

Elma, reflü hastalığına sahip kişiler tarafından düzenli olarak tüketildiğinde mide asidini dengelemede önemli bir rol oynamaktadır. Tüm mevsimlerde kolaylıkla ulaşılabilir bir meyve olması sebebiyle kişiler tarafından sıklıkla tüketilmesi gereken besinler arasında yer almaktadır.

 Süt:

Reflü şikayetlerini önlemek amacıyla kullanılabilmektedir. Burada önemli nokta sütün miktarıdır. Günlük 30 ml yağsız ve soğuk süt tüketimi mideyi koruyucu bir etki göstermekte ve doktorlar tarafından tavsiye edilmektedir.

 Brokoli:

Zengin lif içermesi sebebiyle, hastaların şikayetlerini azaltıcı bir rol üstlenmektedir.

 Muz:

Düşük Ph değerine sahip olan bu meyve ile reflü şikayetleri önlenebilmektedir. Ayrıca günlük yaşamda tükenen enerjinin yerine getirilmesi açısından da muz tüketimi doktorlar tarafından önerilmektedir.

 Patates:

Patates, içerisinde bulunan yüksek oranda nişasta ile mide sağlığını korumaktadır. Haşlanarak tüketilmelidir. Mide asidini dengeleyerek mide asidinin ağza gelmesini engelleyici özelliği bulunmaktadır. Kızartma olarak tüketildiğinde ise tam tersi bir etkiye sebep olmakta, mide asidini yükselterek şikayetleri artırmaktadır.

Yukarıda sayılan besinler reflü hastalığına sahip kişiler tarafından düzenli olarak tüketilmelidir. Bu besinler sayesinde reflü hastalığı ilaçsız olarak tedavi edilebilmektedir. Bu besinlerin kişi tarafından düzenli kullanılmışsa ve hastalık belirtileri günlük yaşamı etkileyecek düzeyde ise mutlaka bir uzman tarafından hastalığın takibi gerçekleştirilmelidir.