Şeker hastalığının iki adım öncesi

Kanda şekerin normal seviyenin altında olması durumu olan “Hipoglisemi”,“  diyabet kadar yaygın görülen bir hastalıktır. Hipogliseminin bir çeşidi olan “tepkisel (reaktif) hipoglisemi”nin diyabete giden yolda, diyabetin iki adım öncesi olarak kabul edilir.

Şişmanlamanızın nedeni Reaktif Hipoglisemi olabilir..!

Gün içinde acıkma atakları oluyor ve şekerli besinlere saldırıyorsanız; uykudan birkaç saat sonra gece yarısı uyanıyor ve zor uyuyabiliyorsanız, çabuk sinirleniyor ve kontrolünüzü kaybediyorsanız, şekerinizde düşüklük olabilir.

Reaktif Hipoglisemi;

Reaktif Hipoglisemi kan glukoz yani kan şekeri değerinin yemeklerden 1-2 saat sonra ani olarak düşmesi demektir.
Özellikle glisemik indeksi yüksek, yani kan şekerini hızlı yükselten karbonhidratlar yenildikten sonra, önce kandaki şeker ve insülin hormonu hızla yükselir. ( insülin; kan şekerini düşüren bir hormondur.) Kanda artan insülin 2-3 saat sonra kan şekerinin normalin altına düştüğü için şiddetli bir yeme isteği, terleme, çarpıntı, sinirlilik hali olur. Yaşanılan bu durum karbonhidrat içeren besin tüketiminden hemen sonra düzeliyorsa, bu tablo ‘reaktif hipoglisemi’ olarak adlandırılır. Şekerli besinler yenildikten sonra kan şekeri tekrar yükselir; ancak yükselen insülin seviyesi yüzünden 2-3 saat sonra kan şekeri tekrar düşer. Bu durum kısır döngü şeklinde devam eder ve hızlı kilo alımına yol açar.
 Hızla şişmanlayan, kilo vermekte zorlanan çok kişinin sorunu aslında reaktif hipoglisemidir. Reaktif hipoglisemi 25-35 yaşlarında kadınlarda, insülin direnci olanlarda daha sık görülür. Yüksek karbonhidratlı beslenme reaktif hipoglisemiyi tetikler.  Reaktif hipoglisemi sık karşılaşılan bir sağlık problemi olmakla birlikte yeterince bilinmemektedir. Reaktif hipoglisemi büyük oranda pankreastan insülin salgılanmasındaki bozukluğa bağlı olarak başlamakla birlikte, tiroid ve böbreküstü bezlerinin hormon salgılamasındaki bozukluk da reaktif hipoglisemiye yol açabilir

Reaktif Hipoglisemi Hastaları Nelere Dikkat etmelidir?

Diyetisyen kontrolünde uygun beslenme programları düzenlenmelidir

Reaktif hipogliseminin en önemli tedavi yolu beslenmede yapılacak değişikliklerdir.
İdeal vücut ağırlığına ulaşılmalıdır.
Sık sık ( 3 ana, 3 ara öğün olarak ) beslenilmeli, asla öğün atlanmamalıdır.
Öğünler arası 2,5- 3 saat aralık olmalıdır
Şeker ve şeker içeren ( reçel, çikolata, meşrubat, tatlı gibi) besinlerden kaçınılmalıdır.
Öğünler arası 2,5- 3 saat aralık olmalıdır.
Glisemik indeksi yüksek besinler( şeker ve şeker içeren besinler, beyaz unla yapılan ekmek ve unlu mamuller, beyaz pirinç, patates, meyve suları ) tüketimi sınırlandırılmalıdır.
 Glisemik indeksi düşük besinler; kepekli, tam tahıllılar, kurubaklagil, sebzeler ve meyveler) beslenmemizde özellikle yer verilmelidir.
Doğmuş yağ içeren margarin ve tereyağından uzak durulmalıdır.
Kırmızı et yerine, beyaz et( balık, tavuk, hindi ) öncelik verilmelidir ve etlerde görünen yağlar yani derileri ayrılmalıdır.
Et içeren yemeklere ilaveten yağ eklenmemelidir.
Sebze yemekleri az su ile pişirilmeli, yağlı suları tüketilmemelidir.
Kızartma kavurma işlemleri yerine; haşlama, ızgara, buğulama ve fırında pişirme yöntemleri tercih edilmelidir.
Yemeklere ekstra tuz ilave edilmemelidir.
Günde ortalama 7-8 saat uyunmalı ve haftada en az 2 gün 45dk yürüyüş yapılmalıdır.
Sağlıklı beslenerek şekerimizi dengelemek bizim elimizdedir..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KATMAK İÇİN TIKLAYIN